Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Türkiye Tarihinin İki Büyük Yalanı
"Yalan" sözcüğünden daha çok, "tahrifat" veya "falsifikasyon" sözcüklerini kullanmayı tercih ediyorum. Bilimsel ya da bilim-yakını tartışmalarda bu sözcükler kullanılıyor; gerçek tarihi olumsuz anlamda bozmayı anlatıyor. Yapılan budur ve bu hem bir zorunluluk ve hem de politik bir gereklilik olarak ortaya çıkıyor. Bununla tahrifatın bir siyasal gereklilik olduğunu anlatmaya çalışıyorum; Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları, modern Türkiye tarihinin falsifikasyonuna mahkumdular. İktidarı ellerine alınca bunu gerçekleştirdiler; mahkumiyetlerinin çeşitli nedenleri var. Ben birine değinmek istiyorum; Kurtuluş Savaşı'na sonradan katıldılar ve çöken düzene yakındılar. Sonradan geldiler, kendilerinden önce gelenleri ve daha da önemlisi, Kemal Paşa - İsmet Paşa - Fevzi Paşa Triumvirası, başlamış olan kurtuluş ve bağımsızlık hareketine göre daha tutucu olduğu için, daha radikal olanları tasfiye etmek zorunluluğunu duydular. "Çerkes Ethem'in İhaneti" ve "Birinci İnönü Zaferi" Kurtuluş Savaşı'nın başlarına ve Triumvira'nın liderliği alma zamanına denk düşüyor; içiçedir. Benim ortaya çıkarabildiğim Türkiye tarihinin en büyük falsifikasyonlarının da başında yeralıyor. Enver Paşa'nın islam topraklarında ihtilal yapmak üzere kurduğu Teşkilat-ı Mahsusa'nın içinde yetişen Küçük Zabit Çerkes, bugünkü anlamda tam bir gerilla kuvvetinin başındadır; popülist ve sosyalizan eğilimleri var. Savaşın finansmanını zenginlere yaptırıyor ve gerilla arasında eşitli bir düzen kurmaya çalışıyor; rezistansın başlarında, Konya'daki Ali Fuad Paşa ve Erzurum'daki Kazım Paşa kolorduları bir kenara konacak olursa, tek güçtür. Yararlılıklar gösteriyor ve gösterdikçe gücü ve otoritesi artıyor. Üç Paşa, hem liderlikleri açısından ve hem de çok daha tutucu dünya görüşleri nedeniyle Çerkez'i tasfiye etmek gereğini duyuyorlar. Tasfiye bir provokasyonla başlıyor ve tarihin sürekli çarpıtılmasıyla sürüyor; İsmet, Çerkez'i, düzenli kuvvetlere karşı karşıya getiriyor. Çerkez, tüm provokasyona karşın düzenli kuvvetlere karşı silah kullanmamaya özen gösteriyor. Tam tersine, Parti Pehlivan türünden önde gelen komutanları düşman gerisinde kalarak Kurtuluş için çarpışmayı sürdürüyorlar.
Sayfa 458Kitabı okudu
·
65 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.