Çok yorgunum
İliklerime kadar yorgun
Gündüz açanım gecesinde solgun
Yaşanması muhtemel bir hayattan
Ölesiye soğumuşum
İnsan nesli tükendiğinden beri..
“Körlük” onu bir roman diye okumuştum
“Kırmızı Pazartesi”
Yalnız kurgu değilmiş
Fark ettikçe yoruldum
Fark etmekten yoruldum
Sonrası azap bundan sonrası
Değil sadece maişet kavgası
Geçmişim, yaşamak dediğin faslı
Bugün yorgunum
Geceler günlere karışmış halde
Yarınlar dünlere
Saçlarımdaki aklar siyahlara
Dikenler güllere
Ceketinin düğmelerini iliklemiş gidiyor zaman
Yok kimseden korkusu
Evlerin bacalarından çıkan yoksulluk
El sallıyor her köşe başından
Duman duman
Reddediyorsan boyun eğmeyi
Rüzgardan daha hızlı koşacaksın
Yorulduğunu kimse bilmeyecek
Koşarken çatlayan atlar misali
Gördüğün rüyaların ahengini
Hep hatırda tutacaksın
Kül bulutlar halinden ziyadesiyle memnun
Sen de olacaksın