Peter birkaç günlüğüne de olsa savaştan uzaklaşmak, Katharina da savaşta bir güvencesi olsun ister. Evlilik bürosunda birbirlerinin fotoğraflarını görürler, uzaktan yetkilendirme ile evlenirler. İki haftalığına cepheden uzaklaşır Peter, eşini görür ilk kez, Katharina da Peter’in savaşta ölmesi durumunda onun maaşını almayı garantiler. Yeni düzen beklenmektedir: Mutlak galibiyet, Almanya’nın şanlı zaferi! . Koloni’de İrlanda’daki bir adaya götürmüştü Audrey Magee beni, şimdi İkinci Dünya Savaşı’nın ortalarındaki Berlin-Stalingrad hattına savurdu. Kitabın başından empati duygumu son kırıntısına kadar kullanılacağımı biliyordum. Çünkü anlatılan tüm karakterler griydi. Bir karaktere hak verdikten iki-üç sayfa sonra bıçaklanıp, ‘ama bunu yapmamalıydın’ diyordum. Her iki cepheyi de dinlemiş, insanın içindeki o ‘her koşula rağmen yaşama inadına’ tanık olmuş, buz gibi bir inadı kırmanın imkansızlığını anlamış gibi hissediyorum Yüzleşme’den sonra. Audrey Magee bir umudun bürünebileceği her rengi sığdırıyor Yüzleşme’ye. Evet ortada bir söz var, o sözün ne pahasına olursa olsun tutulacağını hissediyorsunuz, diğer yandan olasılıklar da gün gibi ortada. Bir savaşın tam ortasındaysanız kazanabilirsiniz de kaybedebilirsiniz de.. . Gasp, tecavüz, insan onurunu hiçe sayma gibi savaş suçlarına ustalıkla değinmesiyle, savaş psikolojisinin cephe önüne ve arkasına etkilerini göstermesiyle, en çok zaaflarımızdan kırıldığımızı hatırlatması ve bir sözün ağırlığında ezilmenin neye benzediğini düşündürmesiyle etkisinden uzun süre çıkamayacağım bir kitaptı Yüzleşme. Yine, yeniden okurum hatta.. . Niran Elçi’nin su gibi çevirisi, Barış Şehri kapak tasarımıyla ~

YüzleşmeAudrey Magee · Delidolu Yayınları · 202415 okunma

·

592 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Hülya Açılan