Gönderi

Kıyamet günü mümin ve münâfık ayrımı ve nur taksimi:
Ebû Süleym b. Âmir (r.anh) anlatır: Ebû Ümame ile birlikte, Şam'ın girişinde cenaze taşıyan bir kafileyle çıktık. Cenaze namazını kıldırdıktan ve defin işlemlerine başladıktan sonra, Ebû Ümâme şu konuşmayı yaptı: "Ey insanlar, ömrünüzün günleri ve geceleri, iyilik ve kötülüklerinizi paylaştığınız bu dünyada geçiyor. Buradan başka bir diyara hicret etmeniz çok yakındır. Kabir, yalnızlık ve karanlığın yurdudur. Böcek ve kurtlar vardır orada. Dar bir yerdir orası. Ama Allah, genişlik lütfederse o başka. Kabirden sonra, kıyamet sonrası mekânlara intikal edeceksiniz. Mahşerde, Allah'ın emri gelinceye kadar bekleyiş içinde olacaksınız. Cennetliklerin yüzleri bembeyaz, cehennemliklerinki ise kapkara olacaktır. Daha sonra, buradan başka bir durağa intikal edeceksiniz. İnsanları, birdenbire zifiri bir karanlık kaplar. Daha sonra nur dağıtılır. Müminlere nur verilir; inkârcı ve ikiyüzlü olanlara ise verilmez. Bu durum, Kur'ân'da şöyle anlatılmıştır: (Yahut o kâfirlerin duygu, düsünce ve davranışları derin bir denizdeki yoğun karanlıklara benzer. Öyle bir deniz ki onu, dalga üstüne dalga kaplıyor... Üstünde de koyu bulut. Üst üste binmiş karanlıklar... İçinde bulunan insan, elini uzatsa nerdeyse kendi elini bile göremiyor. Öyle ya, Allah birine nûr vermezse artık onun hiçbir nûru olamaz." (Nur, 24/40) (Dünyada gözü görmeyenler, gözü görenlerin ışığından nasıl ki yararlanamıyorsa, inkârcı ve iki yüzlü insanlar da ahirette, müminlerin nurundan faydalanamazlar. Münafık ikiyüzlüler, müminlere; 'Bize bakınız, biz de nurunuzdan istifade edelim.' derler. Onlara, 'Geri dönün de arkanızda nur arayın.' denilir." (Hadid, 57/13) Bu hakikat Kur'ân'da da buyurulduğu gibi, Allah'ın nifak ehline yönelik bir mekridir. Münafıklar, güya Allah'ı aldatmaya çalışırlar. Allah da, onların hilelerini ve oyunlarını bozar.' (Nisa, 4/142) Münafıklar, kendilerine yapılan uyarıyı dikkate alıp, gerisin geriye nur dağıtılan yere dönerler. Fakat, hiçbir şey bulamazlar orada. Tekrar dönerler; bu kez de müminlerle aralarına tek kapısı olan bir duvarın çekildiğini görürler. Duvarın iç kısmı rahmet, dış tarafı ise azaptır. 'Münafıklar, müminlere nida ederler ve şöyle derler: 'Biz, sizinle birlikte değil miydik?' Müminler onlara şu cevabı verirler: 'Evet, beraberdiniz; fakat siz kendi canınızı yaktınız, müminlere hep felaketin gelmesini gözleyip durdunuz, şüphelere düştünüz, sizi birtakım kuruntular oyaladı. Bir de baktınız ki, emr-i Hak gelmiş. Böylece o dessas, çok aldatıcı şeytan sizi Allah'ın affı ve keremi ile aldattı.' (Hadid, 57/14) Nur taksim edilinceye kadar, münafıklar dünyada kurdukları tuzakların ve hilelerin karşılığını görürler. Böylece, Allah orada müminle münafığı birbirinden ayırır."
Sayfa 397Kitabı okudu
·
98 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.