Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

İvan emeklemeyi öğrenir öğrenmez güce âşık olur. İvan Dolinar 1948 Nisanı’nın ilk günü doğdu. Ailesi İvan’ın tüm hayatının 1 Nisan şakalarıyla geçmesini istemediği için doğum gününü Hırvatistan’ın Nizograd şehrinin nüfus dairesinde, nisanın ikisi olarak kayıtlara geçirdi. Huysuz ve aksi babası bebeğe aklına geliveren ilk ismi koydu; memleketin, hatta tüm Avrupa’nın da en yaygın ismini. Bununla birlikte soyağacında Milan’ın bahsedebileceği hiç kimse bu adı taşımıyordu ve bu durum seçilen isim konusunda başka bir avantajdı, çünkü Milan aile ağacına özellikle minnettarlık duymuyordu. Milan Dolinar’ın hırçın yapıda olması şahsi değil tarihî bir özellikti. Düğün günü 6 Nisan 1941’de Belgrad bombalanmıştı. Almanya’yla antlaşma imzalayan kral, ülkeden zaten kaçmış, (Uçağının taşıyabileceği bütün altınları beraberinde götürmüş, bir kısmını da uçağın Bosna dağlarından Yunanistan’a doğru uçarken yeterli yüksekliğe çıkabilmesi için aşağıya atmıştı -bugün insanlar hâlâ Bosna’da altın arıyor.) hem ithal hem de memlekete ait çeşitli ordular ülkeye doğru ağır ağır ilerlemeye başlamıştı. İvan’ın babası bu ordulardan birine mecburi askerlik hizmeti için alındı. Savaş meydanında cesaretiyle sivrildi, eğer birkaç kez ordu değiştirmemiş ve kazanan tarafa katılmak için geç kalmamış olsaydı, en yüksek rütbeye ulaşabilirdi, Muharebe sırasında siperlere gizlenip, vuruşma bittiğinde derhâl var gücüyle bağıran ve üstlerine ikram etmek için yanında yeterince konyak taşıyarak sayısız madalyalar kazananlardan değildi. İvan’ın babası ön saflara atıldı ve düşmana yakın mesafeden el bombaları fırlattı; makineli tüfeğini ateşledi, mermileri bir askerin bağırsaklarını parçalayıp, kan çamurun üstüne kalp atışının ritminde fışkırdığı zamanlarda sevinçle titredi. Her yerin bembeyaz olduğu bir kış gecesi, yeşil ve gürültülü bir kamyon Milan Dolinar’ı sakat bir hâlde evinin önüne attı. Milan kopan kolunu ve bacağını bir patates çuvalında tuttu, çünkü bir yerlerde tıp ilminin uzuvlarını yerine takabileceğini okumuştu. Haftalar sonra buzlar çözüldü ve Milan’ın bodrum katının en soğuk köşesinde muhafaza etmesine rağmen kol ve bacak çürüdü. Milan yine de bilimin bir gün organlarını yenilemeyi başaracağını düşünerek kemikleri sakladı. Sağlam kalan tek eline geçen ne kadar tıp kitabı varsa okudu ve hastalıklar hakkında bölgenin tüm doktorlarından daha fazla şey bildiğini iddia etti. Kasaba merkez büfesinin yanında kestane ağaçlarının altına oturup piposunu yaktığında (pipo içmek nemli iklimde sinüslerine iyi geliyordu) bir sürü kişi duraklayıp ona romatizma iltihaplarını veya varislerinin nasıl tedavi edileceğini soruyordu. Ara sıra piposunu yakmaları da, tavsiyelerine karşılık ödedikleri vizite ücreti oluyordu. Kırmızı şarabın kan damarları ve hafıza üzerindeki yararlı etkileri konusunda hakikaten kehanetvari tahminler yapan birisiydi, bu yüzden her öğleden sonra burnu içmekten kıpkırmızı olur ve savaş hatıralarını gene dinleyicilere dehşet verici ayrıntılarla anlatmaya başlardı. İvan doğduğunda burnu resmen kırmızı bir ışık saçıyordu. İvan’ın doğumundan birkaç ay sonra Milan Dolinar alkol bağımlılığından kaynaklanan titremeli hezeyanlar içinde öldü. İvan sanki bir handikabın cezasını çekmek zorunda olduğunu biliyormuş gibi erken yaşlardan itibaren sivrilerek diğerlerinden ayırt edilmek istedi. Emeklemeyi öğrenir öğrenmez güce âşık oldu. Süt içmeyi hiç istemediği zamanlarda bile içmek için çığlıklar attı, böyle yaparak annesinin ilgisini yönlendirebiliyordu. Yaklaşık bir yıl meme emdi; annesinin yumuşak göğsüne yüzünü daldırabildiği süre boyunca inek sütünü reddetti. Derken annesi Branka Dolinar, Bruno’yu doğurdu, İvan’ın babasının ölümünden önce yapmayı başarabildiği erkek çocuğu –kırmızı şarap bu konuda bile işe yarardı. İvan annesinin yumuşak memelerinden uzaklaştırıldı, memelerinin sayısı iki olduğu hâlde. Ne kadar çok çığlık atarsa atsın, içmesi için sadece inek sütü vardı. Emzik denen şeyse savaş sonrasında neredeyse hiç bulunmuyordu ve İvan küçücük parmaklarını kullanmak zorunda kalmıştı.
·
157 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.