Gönderi

44 syf.
·
Not rated
Kafa Dergi kapak tasarımlarını beğendiğim bir aylık dergi. Bu ay çıkardığı sayının(27. Sayı) kapağında Zeki-Metin ikilisine oldukça güzel bir illüstrasyonla yer verdi. Yalnızca edebiyata değil sinema, tiyatro, müzik gibi birçok kültür alanında apayrı konulara yer veren bir dergi olduğu için bu sayıda da sayfalarında birbirinden farklı konular vardı Kafa’nın. Cem Davran’ın betonlaşma ve şehirleşme eleştirisi yaptığı kurgulaması (bkz. Hiawatha) oldukça güzeldi. Umay Umay’ın köşesine gelince okuduğum yazı (bkz. Tanrı Onu Ruhunun Ayıbından mı Üflemişti) şiir hikaye karışımı bir yazıydı. Yazının genelini beğendim ve sonunu çok güzel buldum. İlber Ortaylı’nın yazısı son zamanlarda gündemde olan ‘‘Lozan hezimet mi?’’ konusunu aydınlatır nitelikte bir yazı olmuş. Vuruş sınırından dolayı sınırlı bir çerçevede anlatıldığını düşünüyorum. Ama nedir ne değildir anlamamız konusunda ışık tutar bir nitelikte. (bkz. Lozan Ne Hezimettir Ne De Zafer!) Sunay Akın’ı Fikret Mualla’yı anmak için kaleme aldığı yazı oldukça duygulandırdı beni. Hem Fikret Mualla’yı anması bakımından hem de onun hayatının az bilinen yanlarını farklı bir anlatımla anlatması bakımından... (bkz. Fikret Mualla’yı Unutmamak) Bu ayın ‘‘Okudum-Çizdim’’ köşesinde ise İvan İlyiç’in Ölümü vardı. İki tam sayfada verilen Metin Akpınar röportajında Zeki Alasya’yı Metin Akpınar’ın gözünden okuduk. Bence güzel bir röportaj olmuş. Yazısına yarım sayfa ayrıldığı için Emre Barca’ya haksızlık edildiğini düşünüyorum. O da Sunay Akın gibi kültürümüzün çok önemli bir ismini, Tanburi Cemil Bey’i anmış yazısında. Belli ki tanbura ve sanatçıya ilişkin anlatacak ve yazacak çok şeyi vardı ama, galiba o da vuruş sınırına takılanlardan. (bkz.Uzlet) Alıntımda da belirttiğim gibi Can Yılmaz’ın yazısı yüreğimi sızlatan bir yazı idi. (bkz. Gençler Birbirini Sevmiş) Derginin son sayfalarına doğru iki önemli ismin hayatlarına yer verilmiş: Marie Curie ve Jack London. (bkz. İlklerin Kadını: Marie Curie, Ölü Kelebeklerin İzinde) Şermin Çarkacı’nın yazısı ise gerçekten son sayfada yer verilecek bir yazıydı. Bence başka sayılarda da yazıları olması gereken bir isim zira az sözcükle çok güzel ve yüreğe dokunan şeyler anlatmasını bilen biri. (bkz. Burası Kaya Bakkaliyesi) Dergide beni rahatsız eden durum tam sayfa yer verilen kitap reklamları -ki bunların çoğu dergi yazarlarına ait olan kitaplar- idi. Birkaç ilgimi çekmeyen yazı olsa da yazılardan hiçbirine boş diyemem. Yalnızca bu kitap reklamlarına tam sayfa ayırmak yerine sayfa sınırından dolayı yazısını kısa tutmuş olan yazarlara yarım sayfa dahi olsa yer verilmesi iyi olurdu kanaatindeyim.
Kafa Dergisi - Sayı 27 (Kasım 2016)
Kafa Dergisi - Sayı 27 (Kasım 2016)Kafa Dergisi · Kafa Grup Yayıncılık · 2016112 okunma
11 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.