Yayın hayatına Ocak 2017’de başlamış yeni ve iki aylık bir dergi Gamlı Baykuş. Dergi keşfi yaptığım sıralarda ilk sayısını gördüğümde merak edip almıştım, ancak şimdi okuyabildim. Edebiyat dergilerinin ik aylık olması gerektiği düşüncesindeyim. Şimdilerde edebiyat dergileri her sayıda bir yazarı dosya konusu olarak belirleyip onunla ilgili bir sayı çıkarıyor. Ancak hangi yazar olursa olsun, bir aylık bir süre bırakın onu tanımayı anlatmak için bile yeterli olmayacaktır. Bu nedenle raflarda iki aylık periyotlarla çıkarılan dergiler aylık dergileren daha fazla ilgimi çekiyor. Gamlı Baykuş’u almamda bir diğer etken de iki aylık olmasıydı. Gelelim derginin içeriğine. Dergilerin ilk sayılarında okura kendini kanıtlama çabaları ve yayın hayatını sürdürme istekleri yansıtılır genelde, Gamlı Baykuş da öyle bir dergiydi, bu açıdan Nazım Hikmet’e kapaklarında yer vermeleri ve dosya konusu olarak seçmeleri riskli olduğu kadar isabetliydi de. Gözüme çarpan basım hataları oldu ancak bu durumu okuduğum sayının ilk sayı olmasına yordum. Her ay bir dosya konusu çıkaran dergilerde sinirimi bozan bir nokta var, bir edebiyatçıyı dosya konusu olarak seçiyorlar ama derginin içeriğine baktığımızda o edebiyatçı ile ilgili yazılanlar bir dosya yazısı-ki bu genellikle o edebiyatçının biyografisi olur- ve yazar hakkında birkaç magazinsel bilgi içeren yazıdan öte geçemiyor. Gamlı Baykuş’da böyle bir eğilim görmediğim için mutlu oldum açıkçası. Çünkü dergideki tüm yazılar kıyısından köşesinden bir şekilde dosya konusu olarak seçilen edebiyatçıya dokunuyordu. Sayfalar oldukça renkli idi ancak çizimleri çok başarılı bulmadım. Nazım Hikmet herkesçe bilinen, tanınan ve sevilen bir edebiyatçımızdır, bu nedenle onu tanıtan onlarca yazı okumuşluğumuz var bugüne kadar. Dolayısıyla farklı yazılara rastlamak her zaman mümkün olmuyor. Bu dergide de birkaç yerde böyle bir izlenime kapıldım ancak Nazım hakkında bilmediğim bir çok şeyi bulabildim. Mesela Nazım’ın milli mücadeleye katılmak için Anadolu’ya giderken kendisine verilen eşeğe kıyamayıp binmediğini, Si-Ya-U isimli şiirini kime ve neden yazdığını, Suat Derviş için yazmış olduğu bir şiiri bulunduğunu... Dikkatimi çeken önemli bir noktayı belirtmeden edemeyeceğim, başka dergilerde ya da yazılarda alışık olduğumuz ‘’Nazım’ı yalnızca sevdiği kadınlarla ve aşk hayatıyla anlatma eğilimi’’ bu dergide yer alan yazılarda kesinlikle yok. Tamamiyle Nazım’ın edebiyatı, sanatçılığı ve –başka yazılarda rastlayamadığım- tiyatro yazarlığı anlatılıyor. Bu tür dergilerde görüp okumak istediğim üç şey var: 1. Yazarların salt biyografisinden ibaret olmayan ve dosya yazısını kaleme alan kişinin okuma serüvenlerinden edindiği izlenimlerin yer aldığı dosya yazıları 2. Röportajlar 3. Denemeler. Açık konuşmak gerekirse edebiyat dergilerinde kısa öykü görmek istemiyorum. Öykülerin yerinin bu yazın türünde yazılmış olan kitaplar olduğunu düşünüyorum. Ve maalesef ki bu dergide de fazlasıyla kısa öykü vardı, başarılı bulduklarım oldu lakin deneme yazıları görmeyi daha çok isterdim. Bir iki tane röportaja rastladım sayfalar arasında, Ragıp Yavuz röportajı en beğendiğim röportajdı, diğerleri başarılı değildi. Daha önce Masa Dergi'de rastladığım bir yöntem denemiş Gamlı Baykuş. Yalnızca edebiyat değil sanat, sinema, tiyatro ile ilgili yazılara da yer vermiş. Diğer yazılar gibi kapsamlı ve bilgi açısından yeterli değillerdi ama ilk sayı için iyi denebilir.

Gamlı Baykuş Dergisi - Sayı: 1Gamlı Baykuş Dergisi · Gamlı Baykuş Dergisi · 20172 okunma

·

8 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

•••MERVE•••