Gönderi

176 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 1 hours
Zamanın yankısı
Herkese Merhaba Bugün sizlere
Serdar Çatak
Serdar Çatak
kaleminden
Zamanın Yankısı
Zamanın Yankısı
kitabının yorumu ile geldim Nisan ayına güzel ve beni hayretlere düşüren bir kitap ile giriş yapalım Zamanın Yankısı 2024 yılı basımlı 176 sayfalık bir kitap. ︎Oturduğum mahalle, 80'li yılların en yeni binalarından oluşuyordu. Birbirine bitişik nizamlı, hepsinin dışı minik renkli taş kaplamalı, kapı eşikleri ve merdivenleri mermerdi. Kapıların üzerinde at nalı, nazar boncuğu ve isminden sonra 'APT' yazan tabelaları vardı. Sokakta herkes birbirini tanırdı. Mahallede ki yaşça büyük ağabeyler, günün modasına uygun pantolon üzerine tişört giyerlerdi. Bizler ise kazağımızı pantolonun içine tıkıştırırdık. Onlar Michael Jackson dansı yapıp, 'Alman Kale' oyununu oynarlar, bize kaçan topları almak düşerdi. Çocukluğum ve okul yıllarım bu mahalle de geçti. Çocukluğuma ait en özel iz, hatıram mahalle de oturan Müzeyyen ablaydı. Ağabeyi ile kalan Müzeyyen, Üniversite'de okuyordu. Okul çıkışı otobüsün gelişini dört gözle beklerdik. Durakta inince cebinden kesik otobüs biletlerini verir. Bizler için harika bir oyunun başlangıcı olmuştu. Günler geçiyor, durakta bekleyip biletleri alıyordum. Bir gün Müzeyyen çantasından bilet değil bir kitap vermişti. Ne hayaller kurmuştum ikimizle ilgili hepsi duraktan eve dört yüz adımda bir anda bitivermişti. On bir yaşında ilk kitabını almış Müzeyyen ile serüvenden serüvene koşuyordum. Artık bilet yerine kitap verir olmuştu. Her yerde her zaman kitap okur olmuştum. Bana ders bile vermeye başlamıştı. Güzel günler geçip giderken iki yıl geçmişti. Müzeyyen memlekete dönecek geri gelmeyecekti. Ya aşkımız, onun haberi olmasa da evlenmeyi hayal ederken nereden çıkmıştı bu gitmek. O gitmiş orada evlenmiş, ben kitaplarımla baş başa kalmıştım. Liseden mezun bile olmuştum. Bir gün kapı çaldı Müzeyyen'in ağabeyi Naim elinde bir bavul ve ağzında duymak istemediğim sözler... Müzeyyen sadece mahallede değil, kalbimin en derininde yaşıyordu. Nereden bilecektim ki tüm gençliğim, ruhum bu yolda yorulup, yok olup gidecekti... ︎Çalışmak zorundaydım eve, anneme bakmak zorundaydım. Bir kütüphanede gece bekçiliği yapacaktım. Bir gün bir nöbet sırasında kütüphane sesler, çığlık duymuştum. Sese yönelip ne olduğunu anlamak için gittiğimde karşımda gördüğüm kişi, hayal olmalıydı, gerçek olamazdı çünkü karşısındaki Müzeyyen'di. Ya da aklı onunla oyun oynuyordu! Gerçek sonradan ortaya çıkmış o kişiyle tanışmıştım. Zeynep'ti adı aşık mı olmuştum yoksa Müzeyyen'i mi görüyordum onda. Evlenmek istiyorduk ama önce birlikte dünyayı gezecektik. Sonrasında Paris'te evlenecektik. Plana uymadan yollar nereye götürürse oraya gittiler. Her yeri gönüllerince gezdiler. Yeni rota Singapur'da halasından gelen telefon ile annesinin rahatsızlanması planları bitirmişti. Çok hastalanmış ve hastaneye kaldırılmıştı. Zeynep evleneceğim kadın onca olay olmuş yanıma dahi uğramamıştı. Evlenecektik birde... ︎Annem gitmişti, hayatın uyumu yok olmuş, annemin menekşeleri ölmüştü. Beni seven kimse yoktu, güçlü olmak zorundaydım, artık tek başımaydım. Kimsem kalmamıştı. İşte tam o anda sonsuza dek sürecek bir çığlık attım, sesimi duyurabilmek için avazım çıktığı kadar bağırdım. Gücüm tükenene kadar bağırmaya devam ettim. Kollarımı bağladılar ve bir şırınga ile gözlerim karardı. Artık zaman kavramım yoktu. Sadece gece ve gündüz. Peki ya hatıralar derseniz ? Hatıralar güzeldi fakat nerede uyanacağımı bilmiyordum... ︎Otuzlu yaşların ortalarında, insan hayatının geçmek bilmeyen bir yerlerindeydim. Ben Eser. Müzeyyen'in kavuşulmaz aşkıyla zamanı yitiren ya da içine hapsolan ben. Peki bana ne olmuştu? Bu nasıl bir sondu anlamış değilim. Hikâye içinden hikâye çıktı resmen. Ters köşeli bir kitaptı.  Yazarımızın kalemine sağlık. Kitap ile ilgili düşüncelerinizi yorum bırakabilirsiniz Okumayı ihmal etmeyin
im t u b i s ʚĭɞ
im t u b i s ʚĭɞ
Zamanın Yankısı
Zamanın YankısıSerdar Çatak · Martı Yayınları · 202434 okunma
·
206 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.