Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

192 syf.
·
Puan vermedi
Russel ve mutluluk
Yaşadığı dönemde yaşayan insanların ruhsal durumlarını derinlemesine araştıran düşünür Bernard Russell, "Mutlu Olma Sanatı" adlı kitabıyla önce mutluluğa izin vermeyen süreçleri, ardından da mutlu olmanın yollarını gösterdi. "Mutlu diyorsanız bu durumda olmadığınızı bilmeniz yeterli. Kendinizi mutlu hissediyorsanız tanıdıklarınızdan uzaklaşın ve kendinize mutlu olup olmadığınızı sorun, bakalım" 1. İçine kapanık olmak Russell, kişisel çıkarların yalnızca mutsuzluğa yol açacağını ve bundan kaçınmanın tek yolunun dışarıdaki uğraşlar bulmak olduğunu görüyor. Pek çok içe dönük insan suçluluk duygusuna kapıldıklarını ve bu "Suçluluk" duygusunun zihnin mantıksal olarak bilinçaltında oluşturmaya çalıştığı bazı mantıksız inanç, düşünce ve inançlar olduğunu söylemiştir. Kendisi de yazar olmasına rağmen şu sözleri söyledi: “Yazmaya çalışmayı bırakın; Onun yerine yazmamaya çalışın” 2. Rekabet Modern kapitalizmin rekabeti doğru ve güzel bir düşünce ve davranış olarak sunmasını eleştiren Russell Bir şeyi değerli kılan, insanların ona verdiği değerle ölçülür dedi. "Ne kadar çok para bir insanı büyük bir insan yapmak için yeterli olmasa da, parasız olarak büyük bir insan olmak daha da zorlaşır. Kazanılan para bile akıl gücünün ölçüsü olarak kullanılır. Çok para kazanan kişi, akıllıca kazanamayan bir aptaldır. Kimse aptal olarak düşünülmek istemez." Başarının mutluluğun sadece bir parçası olduğunu, diğer kısımların pahasına elde edilmesi durumunda başarının mutluluk getirmeyeceğini söyledi. Herkesin birbirini mağlup ettiği bu rekabet sisteminin bir gün sona ereceğini ve rekabet nedeniyle çocuk doğurma zevkinden vazgeçen bu kapitalistlerin yok olacağını söyledi. "Hastalığın tedavisi, amacına göre ölçülen bir yaşamda sakin zevklerin rolünü kabul etmekle mümkündür." 3. Yorgunluk "Kimse Dünyanın büyük bir hissesi değildir" "Yaptığımız işler, düşündüyümüz kadar önemli değil" Günlük, korkularımızın üstesinden gelmemiz ve her şeyi kendi zamanında düşünmemiz gerektiğini söylüyor. "Ve eğer bir şeyi gereğinden fazla düşündüğünüzü düşünüyorsanız, onu yeterli gördüğünüz zaman bile düşünün. Korkuyu yenmenin tek yolu cesarettir ve en büyük cesaret kendi fikri uğruna halkın fikrine karşı mücadele etmektir. "Halkın fikrini göz ardı etmek bir çağrıdır ve halk, kendi gücünü küçümseyenleri cezalandırmak için elinden gelen her şeyi yapacaktır" 4. Kıskançlık "Bir miktar mutluluk her insanın en doğal hakkıdır ve bunlardan mahrum kalan kişi yoldan çıkar ve dünyadan nefret eder" Akıllı insan, elindekinin başkasının elinde olması nedeniyle değerini yitireceğini düşünmez. Russell kıskançlığın tek çaresinin boş düşünmemek olduğunu söylüyor. "Evrimde öyle bir noktaya geldik ki, henüz son durak değil ama bu dönemi hızla geçmeliyiz, yoksa çoğumuz yok olup gideceğiz, geri kalanımız ise korku ormanlarında yolumuzu kaybedeceğiz." 5 Günahkar hissetmek Çocukluğumuzda büyüdüğümüz toplumun düşüncelerini sorgulamadan kabul ettik, daha sonra suçluluk korkusuyla yanlış hiçbir şey yapmamaya başladık. Bu, insan mutluluğunu sınırlayan büyük bir hatadır.Bunun için Russell, gençken (mantıklı düşünmeye başladığımızda) mantığımıza uymayan gelenek ve düşünceleri bilincimizden temizlememiz gerektiğine dikkat çekiyor. "Bizim sözde ahlakımız, zihinsel olarak köleleştirilmiş dindar erkek ve kadınlar tarafından yaratıldı. Artık bu hastalıklı aptallığa baş kaldırmağımızın zamanı geldi." Bu değişimin başarılı olabilmesi için, insan, mantığının sesine göre düşünmeli ve hissetmelidir. 6. İşkence korkusu "Bir kimse belli bir süre herkeste kötülük gördüğünü ifade ediyorsa bunun asıl sebebi aslında kendisidir. Ya her şeyi uyduruyor ya da karşısındakini rahatsız edecek şekilde davranıyor. Ancak ne olursa olsun böyle bir kişiye anlayış verilmesi ve bu anlayışın faydalı olabilmesi için de o kişiye iletilmesi gerekir. Hiç kimse mükemmel olmayı beklememeli, mükemmel olamamaktan dolayı da kötü hissetmemelidir. "Önemli olmayan insan, herkesin kendisine düşman olduğunu düşünmeye başladığı andan itibaren deliliğe giden yolu açmıştır." 7. Sosyal baskı Russel, toplum tarafından sapkın düşüncelere sahip olarak görülen kişinin acı çekmediğini, ruhsal bir boşluk yaşadığını, boşluğu doldurmak için kendinden bile vazgeçebileceğini vurguluyor. "Sıradan gençler için eğlence ve zevk döneminde daha ciddi bir şeyler ararlar, ancak aradıklarını yetişkinlerin ve akranlarının çevresinde bulamazlar." Utanmanın da, bu toplumsal baskıyı azaltmadığını, hatta artırdığını belirten Russel, bu baskıdan kurtulmanın tek yolunun baskı yaratan kişilerin düşüncelerini ciddiye almamak olduğunu görüyor. Bunu yapmanın tek yolu, farklı düşünen kişinin kendi düşünceleriyle uyumlu, onu farklılıklarıyla kabul edecek ve sevecek bir çevre bulması olacaktır. Bu sayede ancak diğer çevresinin baskısını azaltabilecek, hatta ortadan kaldırabilecektir. Russell daha sonra mutlu olmanın tek yolunun istediklerimizle, yarattığımız değerlerle yaşamak olduğuna dikkat çekiyor. "Çevre aptal, önyargılı ya da bilime karşıysa, ona uymamak bir erdemdir." Russell, mutlu olmanın önündeki bu zorlukları vurguladıktan sonra mutluluğa götürecek değerlere odaklanmaya çalışıyor: 1. Coşku İnsan hayatı boyunca yaşayacağı tüm olumsuz durumlardan bir şekilde kurtulabilir ve mutlu olabilir: Sevdiği, üzerinde fazla düşünmediği, keyif aldığı aktiviteleri yaparak. Ve sağlığı riske atmayan, zarar vermeyen (anlamsız gibi görünse de) her meslek değerlidir. 2. Aşk Geçmişte yaşanan olaylar kişinin düşünce ve duygularını zincirlemiş olabilir. Bunlar varken sevmeye başlamamak gerekir. Çünkü Russell'a göre en iyi aşk, geçmişteki talihsizliklerden kaçınmak değil, yeni mutlulukları umut etmektir. Ahlak veya dar görüşlülük adına sevgiyi sınırlamak, sevginin gücünü ve ondan alınabilecek mutluluğu azaltacağını vurgulamaktadır. Pek çok cinsel ilişkinin, her iki tarafın da kendini diğerine vermekten kaçınması nedeniyle sevgi dolu olmadığını söyleyen Russell, fikrini şu cümleyle bitiriyor: "Tüm çekingenlik türleri arasında, gerçek mutluluğun önündeki en önemli engel, aşktaki ihtiyatlılıktır." 3. Aile "Baba olmanın mutluluğunun diğer tüm mutluluklarımdan daha büyük olduğunu anlıyorum" Russel, modern insanın çocuk yetiştirmenin çok fazla sorumluluk gerektirdiğini anladığını ve bu sorumluluklardan kaçmak için ebeveyn olmanın mutluluğunu kaybettiğini söyledi. Çocuk yetiştirmenin dünyada iz bırakmak olarak görülmesi gerektiğini vurgulayan Russell, kadının aile içindeki konumuna da vurgu yapıyor. Ve ne olursa olsun hiçbir kadın annelik yüzünden işini bırakmamalı. Çünkü bu toplumun ve kadınların yararınadır. Babalıkla ilgili şu sözleri söyledi "Geçmişten beri babaların çocuklar konusunda pek bir şey yapamayacağına inanılıyordu. Kadınların gereksiz kölelikten kurtarılması ve çocukların, çocuğun ruhu ve bedeni hakkında giderek artan bilgi birikimine göre yetiştirilmesi isteniyorsa, annelerin çocuklara karşı tutumu, babaların çocuklarına karşı tutumuna benzer olmalıdır. 4. Çalışmak "Boş zamanı akıllıca doldurmak uygarlığın son aşamasıdır." İş konusuna gelince Russell, insanın hayatına bütünsel bir sistem olarak bakması gerektiğini, bu nedenle hayatta bir amaç bulması gerektiğini, az bir gelir elde etse de bu amaç doğrultusunda çalışırsa mutluluğa ulaşabileceğini söylüyor. Aksi takdirde hedef ve düşünceleri doğrultusunda çalışmadığı takdirde kendine saygısı olmayacak, yaptığı işten utansa bile ne kadar kazanırsa kazansın mutlu olmayacaktır. "Kendi başına kalan her insan yaptığı işten doyum duyabileceği gibi, işini yararlı ve beceri gerektiren bir faaliyet olarak gören insan da aynı duyguyu hissedecektir."
Mutlu Olma Sanatı
Mutlu Olma SanatıBertrand Russell · Say Yayınları · 20134,077 okunma
·
149 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.