Savur Küllerini Anka
Selam yıldızlarım! Bugün uzun zamandır çıkmasını beklediğim Savur Küllerini Serisi’nin ikinci ve son kitabı olan “Anka” ile geldim. Kapak kesinlikle muazzam ve çok anlam dolu, en az ismi kadar.
İlk kitabın sonundan sonra, elbette böyle bir başlangıç bekliyorsunuz. Erda’yı o kadar anlıyorum ve ona o kadar çok hak veriyorum bu konuda. Ben olsam, belki daha büyük bir tepki bile verebilirdim. Adal kesinlikle daha fazlasını bile hak etti bence. Hele o mezarlık sahnesi var ya… Sağdan sağdan bana bir sinir gelmiş, kitaba doğru bir sövmüşüm ama anlatamam yani. Ve inanın, her kötü sözü hak eden bir karakter Adal. Fakat! Bu demek değildir ki onu sevmiyorum. Elbette ki seviyorum. Karakter gelişimine, hislerine ve hareketlerine hayran kaldım bu kitapta. İlk kitaptaki hatalarından fazlaca ders çıkarmış, kendini de dinlemeyi başarmış diyorum onun için. Çünkü ilk kitaba baktığımızda onun bu kadar gelişebileceği biraz teoride kalıyor gibi. Yine de Adal bizi şaşırtıyor ve kendini geliştiriyor. Bu, hikayede en sevdiğim yanlardan biriydi. Sinir olduğum ise kesinlikle Esra, Soner ve Sercan’dı. Hele Sercan! Ay o sonda ne yaptı öyle? Ben başka bir şey bekliyordum ondan, meğer aklında neler varmış! Bende koca bir şok etkisi oldu. Soner zaten yüzsüz, ona daha bir şey demeye gerek yok. Benim asıl beklemediğim Esra oldu. Yani madem yerin orasıydı, burada ne işin vardı demezler mi insana? Bize de yazık günah! Neyse ki bu, birçok şeye gebe oldu. Her şerde, bir hayır vardır dedikleri buymuş dedirtti. Erda ve Adal’ın hikayesi, beni bu kitapta apayrı yerlere sürükledi. Birçok konuda, birçok sahnede ve yaptığı birçok harekette o kadar anlayacaksınız ki ikisini de, bu kadar anlamak sizi çok farklı yerelere sürükleyecek. Başından sonuna kadar her şey olması gerektiği gibi ilerledi, olması gerekenler oldu bence. Kafada bir soru kalmayacak şekilde her konu çözüme kavuştu denebilir. Önce bir güzel yandık, sonra da küllerimizden doğduk ve hayata ikinci kez ‘merhaba’ dedik. Bu defa daha güzel bir merhaba karşıladı bizi ve güzel bir hoşça kal ile veda ettik. Hiç istemesek de…
Ben en az yazarı kadar çok bekledim bu kitabı elime almayı, onları yeniden ve son kez okumayı. Şimdi bitirdim ama daha şimdiden onları çok özledim. Hikayelerinden çıkarılacak dersler, hayata olan bakış açıları, her insanın aynı olmayacağı hissiyatı… Onca hisle dolmak, size ne getircek bilmiyorum. Ama bana çok şey getirdiğini biliyorum. Benim için daima farklı ve çok özel bir yeri olacak bu serinin. Bana hem çok tatlı bir arkadaş hem de çok güzel bir evren kazandırdı. Sevgili Erda ve Adal, her zaman kalbimin bir köşesinde kalacaksınız…
Bu tarz aşk ve dram beraber okumayı sevenler, ikinci şans sevenler kesinlikle bu seriyle tanışmalı. Akıcı, keyifle okuyacağınız, içinde kendinizi kaybedeceğiniz, onları anlayacağınız bir evreni bilmeniz, hissetmeniz gerektiğini düşünüyorum. Ben eminim, hiçbiriniz pişman olmayacaksınız. Ve yine eminim, en az benim kadar sizde de yerleri bir başka olacak bu çiftimizin.
-> Sizce ikinci şans hak mı edilir, yoksa kazanılır mı?
-> Bir hikaye, size dokununca mı güzeldir yoksa siz hikayeye dokununca mı özeldir?
Gülsüm Bilgin 
Ayşen Sıla
·
117 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.