-Gece ile Gündüzün Münazarası-
Gece ve gündüzün birbirlerine üstün gelmek için
Münazara sırasında gösterdikleri delilleri dinle.
Bu, gönülden gam ve kederin şiddetini uzaklaştıran bir
sergüzeşttir.
Onlar üstünlüklerini ispatlamak için mücadeleye giriştiler.
Bu övme ve kınama konusunda şöyle sözler geçti:
Gece: Tanrı gündüzü geceden yarattığı için
Gecenin fazileti gündüzden daha fazladır.
Tanrı’ya gece secde ve ibadet edenlerin kadri ve kıymeti,
Tanrı’nın indinde gündüz ibadet edenlerden daha çoktur.
Musa, kavmini Tanrı’ya müracaat için geceleyin davet etti,
Lut kavmi de zulüm ve haksızlıktan gece kurtuldu.
Muhammed ayı iki parçaya gece ayrıldı,
Beytü’l-harem’den miraca geceleyin gitti.
Her ay otuz gündür; fakat Kadir gecesinin kıymeti
Faziletinin çokluğundan, bir aydan bin kere daha yüksektir.
Gece ayıpları örter, gündüzse ayıpları meydana koyar.
Gece insanların rahatını, gündüzse elem ve kederini arttırır.
Gündüz namazın yasaklandığı vakitler vardır; ama
Peygamber ve
Ümmetler gecenin her vakti kıldıkları namazlarla övünür.
Ben o padişahım ki tahtım yer ve sarayım felektir.
Ay benim seraskerimdir, bütün o dolaşan yıldızlar ise
Benim askerlerim ve hizmetçilerimdir.
Arapların senelerinin bütün ayları benim ayımın hesabıyla
saptanır.
Benim ayımın üzerinde Cebrail’in kanadından nakışlar
vardır;
Yüzünde sıhhat eserleri mevcuttur.
Halbuki senin güneşinin yüzünde hastalık eserleri görünür.
Senin güneşin senede ancak bir defa dönebilir.
Benim ayımsa bu mesafeyi bir aydan daha kısa zamanda
kateder.
Gündüz gecenin bu sözlerini işittiğinde kızdı: Sus,
Neden böyle asılsız sözler söylüyorsun?
Niçin böyle gündüzün aleyhinde bulunuyorsun?
Arşın sahibi Tanrı, gündüzü, geceden evvel yemin ederek
övmüştür.
Halk orucu gündüz tutar. Haremin Tanrısı,
Haremde haccın gündüz yapılmasını emretmiştir.
Bayram ve mübarek cuma günü, aşurenin arifesi
Akıl ve fehm ile bakarsan hep gündüzdür.
Halk haşr gününde mezarlarından gündüz kalkacaktır.
Bütün insanların varlığı yokluktan gündüz meydana
gelmiştir.
Sen âşıklar için zahmet, çocuklar için korku, şeytanın
yüreği,
Hastaların yüreğinin zulm ve sitemi değil misin?
Baykuşlar, cinler, devler, hırsızlar ve bütün fesat ehli gece
gezer dolaşır.
Benim aslım feleğin güneşinden, senin cinsin topraktandır.
Ben ateş gibi parlağım, sen kömür gibi karasın.
Bütün ufukların yüzü benimle güzelleşir, seninle çirkinleşir.
Halkın gözünün nuru benimle artar, seninle azalır.
Benim rengim iman ve İslam’ın rengi, seninki küfrün
rengidir.
Benim esvabım sevinç, seninki gam ve keder esvabıdır.
Sen çehre itibariyle Habeşîsin, güzellikle niçin
övünüyorsun?
Habeş, put dahi olsa, nasıl güzel olabilir?
Senin yıldızlardan olan ordularının ne kıymeti var?
Benim güneşim bayrağını kaldırdığında hepsi kaçıp gider.
“Tanrı ölümü yarattı” ayetini oku!
Bunda her ne kadar hayat ölümden sonra gelmiş deniliyorsa
da
Hiç şüphe yok ki hayat ölümden daha iyidir.
Arap her ne kadar yılını ve ayını senin ayın vasıtasıyla
biliyorsa,
Acem de yılını ve ayını benim güneşimle bilir.
Güneş her ne kadar sararırsa da aydan iyidir.
Altın, sarı olsa da dirhemden daha kıymetlidir.
Senin ayının nuru, güneşimin ziyasından gelir. Nuru onunla
artar
Ve daima güneşin hizmeti için boyunu eğer, iki büklüm olur.
O, ne kadar güneşten daha çabuk gitse de yine de onun
peykidir.
Peyk, elbette padişahtan evvel gider.
Gündüzde üç vakit namaz farz olmuş, gecedeyse iki namaz.
Sen varlık cihetiyle benden eksik olduğun için sende kılınan
namaz,
Bende kılınan namazdan eksik olmuştur.
Eğer bu sözüme razı olmazsan ve aramızda
Tanrı’nın adaletinin hakem olmasını istersen,
Adil doğuşlu şahın sözünü kabul et,
Yahut kerem madeni başvezirin hükmüne razı ol.
O Ebû Nasr Halil bin Ahmed’in oğludur;
Tanrı’nın yardım ve keremine mazhardır;
Makam ve yüceliğin tacı, saltanat ve nimetlerin sahibidir.