Gönderi

Parçaları arıza yapmış bir makine değilsin sen. İhtiyaçları karşılanmayan bir hayvansın. Bir topluluğun parçası olmaya ihtiyacın var. Hayatın boyunca sana pompalanan, mutluluğun yolunun paradan ve bir şeyler satın almaktan geçtiğini söyleyen abur cubur değerlere değil, anlamlı değerlere ihtiyacın var senin. Anlamlı bir işe ihtiyacın var. Doğal dünyaya ihtiyacın var. Saygı gördüğünü hissetmeye ihtiyacın var. Güvenli bir geleceğe ihtiyacın var. Tüm bunlarla bağlantı içinde olmaya ihtiyacın var. Gördüğün yanlış muamele için hissettiğin utançtan kurtulmaya ihtiyacın var. Bunlara her insanın ihtiyacı var; içinde yaşadığımız kültürde fiziksel ihtiyaçlarımızı karşılamak konusunda nispeten iyiyiz hemen hiç kimse açlıktan ölmüyor örneğin, ki bu muazzam bir başarı. Ama psikolojik ihtiyaçları karşılamak konusunda çok kötüyüz. Senin ve etrafındaki onca insanın depresyon ve kaygı yaşamasının hayati sebeplerinden biri bu. Beyindeki kimyasal bir dengesizlikten muzdarip değilsin. Yaşam tarzımızdaki toplumsal ve ruhani bir dengesizlikten muzdaripsin sen. Sana bu zamana kadar söylenenlerin aksine, mesele seratonin değil toplum. Mesele beynin değil çektiğin ızdırap. Biyolojin çektiğin sıkıntıyı artırıyor olabilir elbette. Ama nedeni o değil. Direksiyonda oturan o değil. Esas açıklamanın ya da esas çözümün yeri orası değil. Yaşadığın depresyon ve kaygı konusunda sana yanlış bir açıklama sunulmuş olduğu için yanlış bir çözüm arıyorsun. Sana depresyon ve kaygının beyin kimyasallarındaki bir arıza olduğu söylenildiği için yanıtları hayatında, psişende, çevrende ve bunları nasıl değiştirebileceğinde aramayı bırakacaksın. Bir seratonin hikayesinin içinde sıkışıp kalacaksın. Kafandaki depresif duygulardan kurtulmaya çalışacaksın. Ama o depresif duyguların hayatındaki nedenlerinden kurtulmadan bunu yapman mümkün olmayacak. Çektiğin sıkıntı bir arıza değil. Bu sinyal bu -zorunlu bir sinyal. Bunları duymak zor olacak biliyorum çünkü çektiğin ızdırabın ne kadar derinlere uzandığını biliyorum. Ama canını ne kadar yakarsa yaksın bu acı senin düşmanın değil ve inan bana canını ne kadar yaktığını biliyorum. Bu acı senin müttefikin, seni harcanıp gitmiş bir hayattan uzağa, daha tatmin edici bir hayata doğru götürüyor. Bu sinyali bastırmayı deneyebilirsin. Boşa harcanmış, acının ortadan kaybolmadığı uzun yıllar demek olacak bu. Yahut o sinyale kulak verip sana rehberlik etmesine izin verebilirsin; sana zarar veren, seni tüketen şeylerden uzağa, gerçek ihtiyaçlarını karşılayan şeylere doğru.
·
74 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.