İlk okumayı öğrendiğimde masallara bir hayli sarmıştım. Okumak, okumak ve daha çok okumak.. Rapunzel'i, Külkedisi'ni, Değirmenci Kızı, Uyuyan Güzel'i .. Sahi neydi bu kadar saran? Şu an bu sorulara çok da bir cevabım olmasa dahi hepsinin bir albenisi olan ortak bir yanı vardı: Bir prens tarafından kurtarılmak! "Yani özetle kızı kötü hayatından çeşme başında karşılaştığı ısrarcı bir adamla yaptığı evlilik kurtarıyor: Beyaz atlı prens! Bence kız çocuklarının onları güçlendirecek, ufuklarını açacak daha iyi hikâyelere ihtiyacı var."(syf 47) Kitapta bana en çok dokunan şu son cümle olabilir . Masallar bizleri hayata hazırlamanın incelikli yollarindan biri. Dolayısıyla okunan her bir masala"yalnızca masal" gözüyle bakmaktan öte çocukların beynine işlenmiş bir gergef gözüyle bakmalı. Günümüz kız çocuklarının hep bir beyaz atlı prens bekleyişini buna bağlıyorum. "Kadınların erkekler tarafından kurtarılmayı beklediği, en önemli niteliklerinin güzellik olduğu; prensesle yahut prensle evlenmenin hayattaki en büyük ödül sayıldığı; cadıların, kurtların, devlerin onları anlama çabasına girmemiz gerekmeden kolaylıkla telef edildiği bir dolu masal var. Hattå kimisi bir hayli rahatsız edici istismar örnekleri içeriyor."(syf 13) Uyuyan güzel mesela tam bir istismar örneği. "Masallar önce anlatanı ikna etmeli. Bu masal beni ikna etmedi. Ancak bu masalı bırakıp başka bir tane aramak yerine eleştiriler ışığında oturup masalı bir daha yorumladım."(syf 48) Yazar burada çok güzel bir konuya değinmiş. Aslına bakılırsa masallar sözlü kültürün bir parçası ve en önemli özelliği canlı olması. "Masallar değiştirilebilir." "...bu masalı başka şekillerde anlatmaya ve sorgulamaya devam etmek. Anlattığımız hikâyelerdeki sesleri çoğaltmak, bakış açılarını değiştirmek, kenarda kalan karakterleri merkeze taşımak. Kurmacanın belki de en güçlü tarafı bu: Farklı hayatlar hayal etmemizi sağlıyor, empati duygusunu geliştiriyor. Bu dediğim herkes için, ama çocuklar için bilhassa önemli, çünkü bu iki meziyet de yine yapa yapa gelişiyor."(syf 93) Yani tekrar tekrar yazıp yorumlanabilir. Bu süreçte masal okuyucusu, anlatıcısı olarak anne babalara çok iş düşüyor. Son olarak "Masallar hayatın içinden gelirler. Tertemiz olmak zorunda değiller."

Masallarla KonuşmakSezai Ozan Zeybek · Nito Kitap · 202128 okunma

··

65 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

ayşe