İsrail ile Ticaret; Allah'a, Rasülü'ne ve Müslümanlar'a İhanettir!
Dün İstiklal Caddesinde kalabalık bir grup, Filistin’de yaşanan bunca yıkıma ve can kaybına rağmen İsrail ile ticaretin devam etmesini ve gasıp Yahudi varlığına lojistik destek sağlanmasını eleştirerek bir yürüyüş gerçekleştirdi. İsrail ile ticaretin son bulması talebinde bulunulan bu eylem’e kolluk kuvvetleri sert müdahalede bulundu. Görüntülerden de görüldüğü üzere, 20 küsür yıldır “Başörtülü bacılarımız” denilerek edebiyatı yapılan ve bu sayede hükümetin iktidarını sağlamlaştıran başörtülü kadınlar, 28 Şubat’ı aratmayan görüntülerle darp edilerek gözaltına alındı.
Ey vicdan yoksunu liderler!
7 Ekim’den bugüne kadar geçen sürede, ölen ve yaralanan on binlerce insanın, yuvasız kalmış binlerce çocuğun ve namusuna el uzatılmış yüzlerce kadının feryadı size ulaşmadı mı? Evladını yitirmiş anaların çığlıkları saray duvarlarınızı aşmadı mı? Sizler, Gazze mezalimi şiddetle devam ederken İsrail ile ticarete devam etmekten ve gemiler göndermekten geri durmadınız. İsrail’in Filistin işgaline ve Müslümanlara karşı yürüttüğü savaşa kuvvet verecek lojistik desteği onca tepkiye rağmen sürdürmeye devam ettiniz. Halkın boykot yaptığı bir İsrail kola firmasına bile vergi afları ve teşvik primleri ile sahip çıktınız, zararını karşıladınız. Öyle ki İsrail’e lojistik destek alenen sağlanırken ve ticaret ayan beyan devam ederken, “Biz Gazze’deyiz, onlara el altından destek sağlıyoruz” algısını da trol medya aracılığıyla bu halka yutturmaya çalıştınız. İslam topraklarının bir karışından dahi vazgeçmeyen ve Müslüman kardeşlerini asla yalnız bırakmayan bu ümmeti bu algılarla kandıramazsınız! İçinde ihanet barındıran bu kirli siyaset ile ancak kendinizi komik duruma düşürürsünüz. Artık Allah’a, Rasulü’ne ve Müslümanlar’a karşı işlediğiniz ihanetler ayyuka çıkmıştır. Hesabınızı ise gözlerin korkudan dehşete kapılacağı gün Allah görecektir. Hiç kuşku yok ki ay yarılmış ve o gün yaklaşmıştır.
Ebû Saîd el-Hudrî (ra), Rasulullah’ı (sav) şöyle buyururken işittim dedi, “Kim bir kötülük görürse, onu eliyle değiştirsin. Şayet eliyle değiştirmeye gücü yetmezse, diliyle değiştirsin. Diliyle değiştirmeye de gücü yetmezse, kalbiyle düzeltme cihetine gitsin ki bu imanın en zayıf derecesidir.” (Müslim, Îmân 78. Ayrıca bk. Tirmizî, Fiten 11; Nesâî, Îmân 17)
Hadiste lafsı geçen el, yetki ve güç mahiyetindedir ve bir kötülüğe şahit olan kimse, yetkisini ve gücünü kullanarak (eliyle) bu kötülüğü değiştirmekle yükümlüdür. Yetkisi bulunmayan lakin kamuoyu gücüne sahip ve yetki sahiplerine sesi ulaşan kimseler ise (kitleler, kanaat önderleri, medya organları vs) bu kötülüğü kamuoyu etme ve yetki sahiplerini -sorumluluklarını yerine getirmedikleri için- muhasebe etmekle (diliyle değiştirmekle) yükümlüdür.
Ey yetki sahibi liderler!
Sizin emriniz altında; sayıları milyonlara ulaşan askerlere, sayısız tanka, tüfeğe ve teknolojik uçaklara sahip güçlü ordular bulunmaktadır. Filistin bir İslam toprağıdır ve bir İslam toprağına kafirlerin fiili işgali söz konusu ise yapılacak tek şey emriniz altındaki orduları yollayarak kafirleri o topraklardan söküp atmak ve bu işgali sonlandırmaktır. Filistin’in yegane kurtuluş yolu da budur. Yine bir Müslüman’ın canı, malı ve namusu tehlike altında ise bu tehlikeyi defetmek siz yöneticilerin üzerine farzdır.
Sizlerin, Filistin’in işgaline bir son verip Müslümanların can, mal ve namus güvenliğini sağlamak amacıyla orduları harekete geçirmesi gerekirken, aksine sizler gasıp Yahudi varlığına lojistik destek sağlayan ticaretinize devam ederek işgalcinin gücüne güç katıyorsunuz. Bu durumu muhasebe eden insanları da (kendi yandaşlarınız bile olsa) zorbalıkla baskılıyor, darp ediyor ve gözaltına alıyorsunuz. Sizler, sömürgeci efendilerinize hizmet etmek adına ateşle oynuyorsunuz. Hesabınızı ise din gününün sahibi Allah görecektir. Hiç kuşku yok ki saçlarınız ağarmış ve o gün yaklaşmıştır.
“…Zalimlerin varacağı yer ne kötüdür!” (Ali İmran 151)
🖋️Köklü Değişim Gençlik Kolları Türkiye Vilayeti