Gönderi

247 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 16 days
Kitap II. Meşrutiyet’te Osmanlı parlamento­sunda görev yapan bir mebus, Mekke mebusu Abdul­lah b. el-Hüseyin’in (1882-1951) hatıralarından oluşmaktadır. . Yazar aynı zamanda Osmanlı Devleti’nin Mekke Emiri olan ve 1916’ da Osmanlı Devletine isyan eden Şerif Hüseyin’in oğludur. Abdullah 1921-1923 arasında İngiliz mandası al­tındaki Filistin’in bir parçası, 1923’ten sonra da bağımsız bir emirlik olan Doğu Ürdün’ün emiri ve nihayet 1946’ dan sonra tam bağımsız olan Ürdün’ün kralı olmuştur. Türk kamuoyunda zaman zaman dile getirilen, “Arapla­rın Türkleri arkadan vurduğu” suçlamasının eğer bir ger­çeklik payı varsa, bu suçlamaya muhatap olabilecek kim­selerin, Kral Abdullah’ın mensubu bulunduğu Haşimî ai­lesi olduğunda şüphe yoktur. Haşimî ailesinin İngilizler­le işbirliği yapması aslında sadece Türklerin değil, birçok Arabın da tepkisini çekmiştir. 1916 İsyanı esnasında bir Arabın Abdullah’ a “kızıl suratlı” Lawrence’ın kendi yan­larında ne işinin olduğunu sorması, bazı Arapların İngi­lizlerle yakın temasa duyduğu öfkeyi yansıtır. Kral Ab­dullah’ın 1951 yılında bir Filistinlinin suikastı neticesin­ de can vermesi de kaderin garip bir tecellisidir. Şerif Hüseyin ve Ali, Abdullah, Faysal ve Zeyd başta ol­mak üzere oğulları Osmanlı Devleti’ ne başkaldırmış ve Arap Yarımadası’nda Osmanlı sonrası meydana gelen oluşumlarda başat olmasa da önemli roller oynamışlar­dır. Bağımsız ve birleşik bir Arap devleti kurma iddiası ile ortaya çıkılmasına rağmen, neticede Osmanlı-Arap coğ­rafyası Batılı devletlerin hakimiyeti altına girmiş, üstelik çok sayıda küçük devletin ortaya çıkmasıyla daha önce­ den var olan birlik de yitirilmiştir. Kral Abdullah’ın hatıralarında, beklentilerin çok uzağın­da kalan bu şekilde bir neticenin gerçekleşmesinden son­ra, sözkonusu isyana katılmaktan dolayı pişmanlığını di­le getirmesi manidardır. Yazarın ayrıca, bir yandan Hi­caz’ daki bazı kararları nedeniyle babasını; bir yandan da bağımsız ve birleşik bir Arap devleti kurma hedefi varken Suriye’ ye kral olma uğruna Londra ve Paris’te kulis yapan kardeşi Faysal’ı eleştirmesi de dikkat çekicidir. Kral Abdullah’ın en önemli özelliği, 1916 İsyanının ha­zırlanması ve yürütülmesi konusunda babası ile İngilizlerin temasını sağlayan kimse olmasıdır. 1916 Ayaklanması, bir taraftan Arap ve Müslüman ka­muoyu nezdinde İttihatçı yönetimin gayriislâmî uygula­maları gerekçe gösterilerek meşrulaştırılmaya çalışılırken diğer taraftan İngilizlerle gizli pazarlıklar sürdürülerek siyasî kazanım hesapları yapılmak suretiyle kendi içinde tezatlar taşıyan bir karaktere sahip olmuştur. Dinî ve mil­liyetçi temellendirmelerin kullanıldığı bu argümanların ne kadar ikna edici olduğu okuyucu tarafından takdir edilecektir. Suat Mertoğlu* *Kitabın Takdim'inden
Biz Osmanlı'ya Neden İsyan Ettik?
Biz Osmanlı'ya Neden İsyan Ettik?Kral Abdullah · Klasik Yayınları · 2006175 okunma
·
56 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.