İncecik olmasına rağmen beklentimin çok üstünde bir kitap okudum. Kitabımız, Holden Yayınları'nın Kuytu serisinden çıkıyor. Ön sözünde, edebiyat tarihinde yazılmış birçok kitabın, yanlış bir dönemde ve farklı bir gündem mevcutken yayımlanması nedeniyle hak ettiği ilgiyi görmediğinden bahsediyordu. Bu anlamda Kuytu serisini takip etmek önemli bana göre. "Yaşam ve ölüm arasındaki fark, bir yağ lekesinden fazlası olmayabilir." Yağ lekesine basarak gemiden düşen kahramanımızın (ilk sayfada bu bilgi veriliyor) düşünsel yolculuğunu ve olayların nasıl geliştiğini okuyoruz. Gabriel Garcia Marquez'in Kırmızı Pazartesi kitabını hatırlattı bana bu kitap. Olayı en baştan biliyorsunuz, çevredeki herkes de öğreniyor fakat kimse harekete geçmiyor. Sabahtan beri görmedikleri adamın neden ortada olmadığının üstünde durmuyorlar. Kahramanımızın düşünsel yolculuğu ise, tıpkı yas sürecini hatırlattı bana. Önce okyanusun ortasında kaldığı gerçeğini inkar ediyor, "Ya ayıp olacak şimdi insanlara, zahmet edip geri dönecekler." diye düşünüyor (kendini fazlasıyla suçlayan, kimseden bir şey isteyemeyen bir karakter). Sonra pazarlık yapıyor, "Sırt üstü yatayım, üzerimdeki fazlalıkları çıkarayım." gibi. En son artık dayanma gücünü kaybedip kabulleniyor. Yazarımız da buna çok paralel bir hayat sürmüş. Aslında eserlerini okuyup çok başarılı bulanlar olmuş ama tam bir başarıya ulaşamamış. İnsanların tepkisizliğine o da kurban gitmiş ve genç sayılabilecek bir yaşta parasızlığının zirvesindeyken otel odasında ölü bulunmuş. O yüzden bu kitabı okuyalım, okutalım ve insanlar için elimizden gelen bir şey varsa yapmaktan geri durmayalım. Herkese iyi okumalar.

Gemiden Düşen AdamHerbert Clyde Lewis · Holden Kitap · 202478 okunma

·

139 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Alara Can