Gönderi

320 syf.
9/10 puan verdi
Adalet’in bu mu dünya?
Nermin Yıldırım’ın okuduğum ilk kitabı…Ve gerçekten çok beğendim. Özellikle yazarın sözcüklere olan hakimiyetine ve onları kullanma becerisine hayran kaldım. Kitaptan bahsetmek gerekirse itiraf etmeliyim ki; ilk başlarda romanın ana karakteri Adalet’in burjuvazi tavırlarından hoşlanmadım. Toplumsal ve sosyo-kültürel farklılıklardan dolayı alt tabaka dediği o insanların duygularını anlıyormuş gibi görünse de yazarın ya da ana karakterin o tabakanın içerisinde hiç bulunmadığından dolayı empati kurabildiğini düşünmüyorum. Bu çıkarıma nerden mi vardım: Kapıcının evine girerken hayali arkadaşı Hülya’nın (yani kendisinin)küçümser bir ifade ile o eve girmek istememesi ve yine bazı ifadelerinde onları anlıyormuş gibi yapsa da nedense bana, kibrini birçok noktada saklayamadığını hissettirdi. Karakterin bir nevi kendi ile içsel konuşmaları var. Kitapta asıl beğendiğim kısım Adalet’in Sadi Seber adlı karakterle tanışması, yol arkadaşlığının gerçek bir aşka dönüşmesi. Mizahi unsurların sözcüklerle süslenerek tebessüme yol açması… Aynı zamanda kitapta psikolojik konulara da ağırlıklı olarak yer veriliyor. Obsesif-komplesif bozukluktan tutun da, şizofrenik unsurlara kadar hayali kahramanlar yaratmak, onlarla arkadaş olmak gibi… Bu kısımlar bana yorucu gelse de hayatın içinden olduğu gibi hayat kadar gerçekçi öğeleri de içinde barındırıyor. Son olarak da cinsel eğilim konularına da yer vermesiyle babasının başka bi adamla öpüştüğünü gören Adalet bu çocukluk travmasını üstünden atamıyor. Buna bağlı olarak da görülen şeyleri görmemenin, duyulan şeyleri duymamanın ya da susulan şeylere de susmanın en büyük hata olduğunu fark ediyor. Adalet’in hem kendisi ile hem de geçmişi ile hesaplaşması bitmiyor. Kitap başıyla da sonuyla da derin bir hüznü barındırıyor içerisinde…
Dokunmadan
DokunmadanNermin Yıldırım · Hep Kitap · 20175,9bin okunma
·
113 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.