Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

108 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
ben büyük harflerden ürktüm
saatin kaç olduğunu bilmek istemezdim. on ikiye bir var; seçilen dokuz öykü arasında en sevdiğim, aynı zamanda en haksız bulduğum öykü oldu. açıkçası bu incelemenin sebebi de "on ikiye bir var" öyküde her saniyenin geçişini hisseden, biten her günün kaybını anlayan bir adam var. bu adamın hayat felsefesi de zamanı hissetmek, saatleri dinlemek. kendini, hatta kendiyle birlikte tüm insanları birer saat olarak görüyor. evet ömrümüz geriye sayan bir sayaç ama bu sayaçı izlemek, benim fikrimce, zaman kaybından başka bir şey değil. dakikaların farkına varmak yaşamak değil, yaşamı kaçırmaktır bence. sayfa 55'te yazar şöyle diyor: "yaşamanın şuuruna varabilmenin en iyi yolu, saatler ortasında yaşamaktır." oysa saatler bizi ürkütmekten başka neye yarar ki? şimdiye kadar yaşıyormuş gibi hissettiğim tüm zaman aralıklarında saatten habersizdim. son öyküde de yazar benim fikrime eğiliyor bakın: "enginde bir vapur düdüğü, dalgacıkların sahili okşaması, uzakta havlayan kalın sesli bir köpek... hayatın nabzı bunlarda. bunu duymak, doğa ile ortak olmak. öyle bilincine vararak değil ha... *farkına bile varmadan*" (sayfa 103) ha bir de şu cümleye takıldı içimde biri. sayfa 91: "çocukların yaşı bakışlarından okunur." bi fotoğraf var iki erkek kardeşimle çekildiğim. dokuz yaşındayım. ikisini kollarım arasına almışım. gözlerim.. gözlerim, on dokuzunda beni kucağına alan annemin gözleri. o söylemişti bana bunu. hep büyük davranırmışım, her şeyi olgunlukla karşılarmışım. belki de bu yüzdendir on dokuzundaki damla'nın gözlerinde görülen dokuz yaşındaki kız çocuğu. belki de sezen aksu'nun dediği gibi, büyük harflerden ürkmüşümdür.
Küçük Harfli Mutluluklar
Küçük Harfli MutluluklarHaldun Taner · Yapı Kredi Yayınları · 2016357 okunma
·
77 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.