GECEYE KARŞI MÜDAFAA
I
Hayır, ben varım, yalnız ben,
İster dursun, ister aksın suları.
Bana başka başka şekiller gösteriyor,
Vücudumun sonsuz arzuları.
Hayır, ben varım, yalnız ben,
Ağaçlarda kuşlar neymiş?
Soruyorum ki benden sonra mevcut,
Ellerim nasibime değmiş!
Hayır, ben varım, yalnız ben,
Yıldızlardan önce dağlardan evvel.
Ey, ben de burda durayım,
Üstüne yapraklar düşen heykel.
II
Parlar ağaçları, gökleri
Dağlar nişan verir gençliğinden.
Aynı rüyalarla hisse alır,
Çocuklar ve hastalar sessizliğinden.
Değer sonsuz lezzetleri, dudaklara
meyvalar gibi diriliğinden.
Tanımamazlık gelir herkesi,
Anamız kadar eskiliğinden.
Sularına garip şekiller düşer;
Büyür hatıralar kendiliğinden.
Severim geceyi çaresiz,
Korktuğumdan değil, güzelliğinden!
III
Kaybolan mı var tenhada
Gece kuşları gibi çobanlardan.
Acaba nedir ki hatırlıyoruz,
Hayvanların tüylerinde parlayan.
Vahşi yıldızlar büyüdü
Parladı çalılarla ateşimiz.
Uzandı meçhul yamaçlarda
Garip ve muhteşem gölgelerimiz.
Kaplarken ağaçların altını
Semalar boyunca rahatlık.
İhtiyar adam ki anlattı,
Ölülere ait, anlamadık.
IV
Gecem, dallar neden eğildi,
Rüyada mıdırlar?
Çılgınlar gibi ötüyor binbir böcek,
Onlara mı kaldı bahar?
Gecem, mahçup hikâyesini,
Bazı çocukların, bazı çocuklar anlar.
Getiredursun, ülkeler arkasından,
Itrın nedametini, kervanlar.
Gecem, sabrın ne sonsuz,
Çobanları suya kadar.
Gecem, bizden büyüksün amma,
Senden de büyük Allah var.
V
Katiyen korkmuyorum geceden
Karanlıklar da gelip geçer.
Nedendir ki, hep dağlara bakarım,
Süratle büyürken düşünceler.
Katiyen korkmuyorum geceden
Nasibimle birleşmez nasibi.
Varsın elden gider gibi görünsün,
Ben miyim bu tarlaların sahibi.
Katiyen korkmuyorum geceden
Garip böcek sesleri duyulan.
Yaşamak için biriktim,
Uzak derelerden, ağaçlardan.
VI
Kuşlar uçtu,
Kandan, başaktan sonra.
Kapandı nedametin nur gibi kapıları,
Perişan yolculara.
Vakte sirayet etti ağaçlar havasından,
Sevdası geçmişin.
Kuşlar uçtu,
Gökler hakkiçin!
VII
Bilerek parladı yıldızlar, kalbe yakın,
Kervanlar buldu selameti.
Suyu dudaklara yükseltti,
Kuyuya atılan taş.
Başaklar büyüdü nur ve altın;
Aşikâr oldu yağmurların hikmeti.
Harmandan rüzgârlar geçti,
Aşinalar gibi yavaş.
Birleşti varlıkları ağaçların,
Bağladı sular, vakti.
Benim cesaretime iştirak etti
Bulutlar ve dağlar, vatandaş.
VIII
Sabahlara kadar küfrettik
Yarasalar gibi duyduk bahtı.
Toprakla gizli münasebetler yaptı
Sabahlara kadar gençlik.
Kocaman ülkeler sarmış bizi
Hangi kuşları, hangi dal,
Sonsuzluğa doğru kopmuş kartal,
Matemiyle doldurmuş içimizi.
Siyah gökler kimlere ait bir bayrak
Ki meyvalar var mevsimlerinde.
Kalbimizin ağrıyan yerinde
Her şeyi baştan yaratmak.
Dağlara ait rüzgârlar geçti
Ölülere açık kollarımdan.
Haydi sükût içre kaybolan,
Haydi.
IX
Ve sahilin çarpık ağaçları altından
Garip yarasalar geldi.
Bir adamı uyurken öldürmeyiniz,
Gözlerinin rengi ne güzeldi.
Ve meçhul, bitmez tükenmez rüyasında
Vakit geçirebilir.
Bir adamı uyurken öldürmeyiniz,
Ki en büyük emanettir.
Ve kaybeder kendini gündüzün,
Selamlar içinde herkes.
Bir adamı uyurken öldürmeyiniz,
Hayata veda edemez.
X
Çocuğum, bize düşünceler verir,
Garip ağaçlarda tuhaf kuşlar.
Hain karanlıklar devam etmekte
Yolcular ki bizi unutmuşlar.
Kendine düşman bilir yaktığımız ateşi
Ve yaşamaz gibi susar bazan.
Hain karanlıklar devam etmekte
Geceye ortak olmadan.
Tut ellerimden, yollar açılmadı,
Vermedi Allah bize rahatlık.
Hain karanlıklar devam etmekte
Çocuğum, ikimiz kaldık.
XI
Korkmuyoruz, geceler insin,
Dağlar gibi lambalar da yakarız.
Büyüsün, dev gibi denizleri,
Daha büyük gemiler de yaparız.
Çölleri var ki nasibi yok eder,
Ağaçlar dikeriz o çöllerde.
Ve bir yudum içmek için,
Altın sular da buluruz, yerde.
Ve ateş de yakarız üşürsek,
Sade rüzgâr olsun duyulan.
Korkmuyoruz çoğaldıkça bu âlem içre,
Şarkılar da söyleriz bir ağızdan.
Korkmuyoruz katiyen ne varmış,
Parlasın, havuz.
Çıkarsa, bir cenaze aramızdan,
Ölümüze dualar da okuruz.
XII
Bu adam ölmüştür ama,
Düşmedi toprağa henüz vakit.
Hayatını devrettik ağaçlara
Kalbi kimlere ait.
Bu adam ölmüştür ama,
Başucundan ayrılamadık.
Sonsuz kederinde gecelerimizin
Nedendir hâlâ bu beyazlık.
Bu adam ölmüştür ama,
Henüz durmadı nehir.
Ve nasibi muhteşem kuşlar gibi
Onu götürebilir.
XIII
Bahçelerde kuş vakti,
Tanıdık şarkılar, derinden.
Haber yok gemilerinden
Sofrada Allah'ın nimeti.
Ve ilan eder gökler nedameti,
Dört tarafa çarpar, yarasalar gibi uykum.
Bu bir oyun değil miydi, korkuyorum,
Beni son çocuk da terk etti!
XIV
Ne kadar yaşasam faydasız,
Sular akıyor, bulutlar geçiyor.
Bulutlar nereye gider mi diyorsun,
Çocuğum, bana sor.
Ne kadar yaşasam faydasız,
Tanıdıklarım kaybolmuş.
Eskisi kadar şen değil
Sabah dallarında kuş.
Ne kadar yaşasam faydasız,
Ne kadar düşünsem.
Birisi hayatımı seyretmekte,
Karanlıklar kadar muhteşem.