Adelya; varlıklı bir ailede büyüyen, gazeteci olmak isteyen ve bu hayalinin peşinden büyüdüğü Akdeniz’in çok ötesindeki Van’a giden genç bir kızdır. Başta yöre halkına olan önyargıları arkadaşlarının çabalarını görüp onları tanıdıkça yıkılmaya başlar, bu da Adelya’da köklü bir değişim meydana getirir. Gerek hayatla gerek mesleği ile ilgili çok fazla şey deneyimler. Başta kendini zorlayarak geldiği bu topraklar hayatında önemli bir yere sahip olur. Bu süreçte sınıf arkadaşları çok etkili olsa da en büyük etki Taha’ya aittir. Taha bitmek bilmeyen maceralarının içine, kendi tabiriyle “Tamara” dediği Adelya’yı da çeker ve Adelya yapacağını aklının ucundan bile geçirmeyeceği maceralara atılmış olur.
Spoi vermemek adına burada bitirmek zorunda hissettim çünkü kitabı anlatmadan dururken zorlanıyorum Benim için yılın en keyifli okumalarından biriydi. Ki okumayı da dört gözle bekliyordum beklediğimden daha bile iyisiyle karşılaştım. Adelya’nın bazı deneyimlerle içsel anlamda yaşadığı farkındalıklar benim hayatıma da dokundu mesela. Taha’nın ağzından hiç düşmeyen “Hayatını hiçe saymayıp riskleri göze almayanlar asla hayatın değerini anlayamazlar.” cümlesi benim hayat felsefemi özetlemese bu kitaptan sonra özetler hale gelirdi eminim. Adelya ve Taha’nın bağına, birbirleriyle olan samimiyetlerine, cesaretlerine bayıldım. Taha’nın kimseye göstermediği taraflarını Adelya’yla rahatça paylaşabilmesine sevindim. Ara ara gözlerimi doldursa da çoğunlukla hüzün ve eğlence arasında mekik dokudum okurken. Akıcıydı, asla yormuyordu, dil oldukça anlaşılır ve yalındı, kurgu hayatın içinden barındırdığı gerçeklerle çok sağlamdı, karakterler mükemmel oluşturulmuştu, kapağını açar açmaz kendinizi kitabın içerisinde buluyordunuz. Benim şahsi görüşüm bu kitabı okuyup okutmanız. Pişman olmayacaksınız 
Selami Çınarcı 
Yedi Kilise
·
77 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.