Öncelikle şunu söylemeliyim ki kitap oldukça akıcı sade bir dille yazılmış, bununla birlikte esprili bir dile sahip olması hoşuma bile gitti. Aslında bakılırsa kitap oldukça gündelik hayatı, sıradan insanları ele almış. Sıradan insanların sıradan hayatlarını bize aktarıyor ve bunu yaparken bu sıradanlık insanı sıkmıyor; ara ara güldürüyor ve hüzünlendiriyor. Kitap bize "ne katacak?" derseniz çok büyük dersler vermiyor ama hayatın sıradanlığını ve bu sıradanlığın içindeki sorunları, bazen düştüğümüz yerden nasıl devam ederizi, hatta o düştüğümüz yerden bir daha kalkmamayı düşünürken, kitapta da bu tarz olaylarla karşılaşan karakterlerimizin nasıl tekrar hayata bağlandığını, yeni insanlarla yollarını kesiştiğini ve sorunların çözümlerine nasıl ulaştığını anlatıyor. Kitapta benim en çok sevdiğim şeylerden biri "varoluş Oteli" benzetmesi oldu. Burada insanın gerçek hayattan kaçıp, hayalindeki dünyaya ütopya'ya gitmesini çok güzel bir benzetme ile yazar ele almış. Burada bir gülümseme oluyor suratınızda, çocukluğunuzdaki hayallere ve aslında yetişkinken de gerçek hayattan biraz olsun kaçıp, zihninizde kurduğunuz dünyanıza sığınmayı güzel bir kurguyla bence okura geçiriyor. "...... İnsanın kendi içine sığınmasından Harry. Gerçek dünyadaki yaşamın artık yürümediği noktada insanın sığındığı yerden." Kitap sonunu da güzel bir ilhamla bitiriyor... Yaşamdan göçüp giden insanları, yaşatma fikri... buda güzel bir iz bırakıyor insanın aklında.... "....Çoğu hayatlar kaybolur gider bir insan ölür ve yavaş yavaş o hayatla ilgili bütün izler silinir. Bir mucit icatlarında yaşar, bir mimar binalarında yaşar; ama çoğu kişi arkalarında anıtlar ya da kalıcı işler bırakmazlar: Onlardan geriye bir raf dolusu fotoğraf albümü, beşinci sınıf karnesi, bir bowling kupası, yarım yamalak hatırlanan bir tatilin son sabahı florida'daki otel odasından yürütülmüş bir kül tablası kalır, Birkaç nesne, birkaç belge, başkalarının üzerine bırakılmış yüzeysel izlenimler. O kişiler ölenle ilgili hikayeler anlatırlar; ama çoğu kez tarihler birbirine karıştırılır, birtakım olaylar atlanır, gerçek giderek saplatılır ve o kişiler de ölünce o hikayeler de onlarla birlikte yok olur." Yazar, ara ara çok güzel alıntılar da vermiş (özellikle Kafka'nın oyuncak bebek hikayesi) bu da ekstra hoşuma gitti. Birkaç günde okunacak kafanızı boşaltabileceğiniz bir kitap. Şimdiden iyi okumalar..

Brooklyn ÇılgınlıklarıPaul Auster · Can Yayınları · 2017464 okunma

61 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Türkan