Gönderi

KÜÇÜK ADIMLARLA BAŞLAR
Yine bir huzursuzluğa, Göz açmak bu bana. Yine israf gündüzler, Ömrümden çala çala. Bu gereksiz insan topluluğundan, Acaba nasıl kurtulmaca? Ömrümü sömürtmeye geldim buraya, İstemeden, isteksizce geldim buralara. Aklımdan ne geçiyorsa bu satırlarda, Yine israf etmenin hayâsına. Hâlinden bezmiş bir otobüsle sabah akşam, Aynı safsataya beynimi uyuşturarak. Yine boş beleş insanlar, Yine gecesi gündüzü cenaze olanlar. Muhkem bir sabrım bütün gün, Beynimi gereksizlikle doldurarak. Sigarasını tüttüre tüttüre başka âlemler yaşayanlar, Kendi iç dünyasında fantazi kuranlar. Her otobüse bindiğimde bir bayan, Başka zaman da orta yaşta bir erkek. Herkes nasıl olurda böyle saçmalar? Hiç bir zaman sırrına eremeden. Yolun yarısında ya bozulacak yada ömür çürütecek, Bir halk otobüsü ya bu. Ve yine hevessiz çıkıyorum yollara, Hevessizlik hevessizlik üzerine. Aynı safsatalar farklı insanlarla, Yine zehir zıkkım olacak bir günlük ömür. Gitmek istemiyorum, ruhum sıkışıyor, Hep aynı delibaşlar görmekten usanıyorum. Keşke bir bela olsa diyeceğim, Zaten bu şehir başlı başına bir bela. Ayın sekizi olmuş, Başka bir şey olunca da fark etmiyor. Kimse nasıl olsa gerçeği algılayamıyor, Ömür yine boş boşuna israf oluyor. Daha bismillah bile demeden, Suratı asık binlerce insan. Cesareti yok konuşmaya, Gözler anlatır perişan. Bu kadar deli divane, Nasıl oldu da toplandı bir an? İstiyorum ki bu şiir hiç bitmesin, Benim tek dostum budur evvela. İçimde ne varsa söküp alsın, Yine gereksizlikle uyuşmuş insan göreceğim. Yine kendine inanmış yalanlar, Yine doğruyu unutanlar. Boş konuşmalar saracak bir günü, Kimse de yorulmayacak. Bugün dost olanlar, Evlerinde gıybet yağdıracaklar. Vallah billah ruhum sıkılıyor, Gitmek istemiyorum hiç bir yere. Oyalanmak bu olsa, Hep selâmsız insanların içinde. Beni memnun edemiyorlar, Beni bezdirip duruyorlar. Gerçeği bilemedim, bilemeyeceğim, Güzele, doğru olana yabancılaştım. Bir kötü haber alalım tamam yeter, Bir hissizlik çöksün üzerimize. Gereksiz reklamlar içinde, Birde boşa yorgunluk bir hayat. Sersemce tükenmişlikler var, Aval aval bakanlar. Bu şiir hiç bitmesin istiyorum, Bitmesin ben ölüp göçene kadar. Bir yerlere yetişmeye çalışanlar içinde, Hep sıfırı tületecekler. Aynı seçilenler ve aynı bezginlikler, Elim ayağım tutsun da bitmesin bu şehir. Bir haberle şekilden şekile gireyim, Nasıl olsa bu şehirde düzelmeyeceğim. Hep beklentim olsun içimde, Otobüste de tek oturmaya karar verdim. Kimsenin içini karartmak istemezdim, Malumdur burası kocaman bir şehir. Ne yazacağımı unuttum, Sanki bulut mu oldum? Bir de şu şehrin pis ve leş havasını, Yakama ödül yapayım. Hiç bir beklentisi olmayanlarda, Klasik bir zaman tüketeyim. Yine "keşke gelmeseydim" diyeceğim, Bir günü böyle bitireceğim. Aynı şey farklı insanlarla sarıp duracak, Aynı insanların beynini okuyamadan bitecek. Herkes inandığıyla yaşıyor, Böylede bir ömrü çöpe atıyor. Artık iyiyi beklemem bu şehirde, Gelse de fark etmem bu kadar sersemlik içinde. Huzursuzlukla bitireceğim günümü yine, Yine idam haberi gibi sirenlerle. Boş havaya hava atan müziklerle, Yüzü cenazeden gelmiş kalabalık içinde. Aptallığın popüler olduğu bu zamanda, Bayağı aptal ile hipnoz olalım. Bir lakırtı alsın uçsuz bucağını, Bir sersemlik sinsin üzerime. Orada birileri de sigara tüttürür, Öyle uyuşturur aklının perçemlerini. Yeni insanlar görsem de, Hiç bir faydası yok artık. Farkların öncekilerden daha çok zararı, Konuşmaz suratlar daha da sıkıntı. Bir de bunun yorgunca akşamı var, Aynı bedbahtlık bunun içinde. Herhalde çok konuşanlardan biri geliyor öteden, Çok konuşan ama bomboş haykıran. Saatimle oyalanıyorum gündüz gece, Sosyal hayatı çürümüş bir yerde. Herhalde yine bir şey değişmeyecek, Değişse ben çözemeyeceğim bir şeyler. Bu huzursuzluk havadan mı? Yoksa bir zehir mi bu karmaşık? Akıl denen şey bir boşa yumak mı? Aklımda hep değişik sorular. Beni neden böyle yapar insanlar? Boşa karanlık gençliğim aman. Yine boş ziyana uyanmışım ya, Değişen bir şey olmayacak gibi. Aynı uçuk kaçık insanlar içinde, Sessizce ve muhkem bir sabırla. Biraz daha beyin uyuşturmaca, Değişen bir şey olsa ne âlâ... Biraz boş insan görelim, Gerisi değişmez zaten. Sessizce ölüp gidelim, Sabırla toprağımızı sulayalım. Bir şey tükenmez, tükendikçe yenilenir, Bu şehrin ismini değiştirmeli. Gel sende üşüş şöyle dünyaya, Aklı selime yer yok burada. Biraz sersemleşelim birazda sersefil, İstenen bu değil midir? Üzerimizde kocaman bir dünya, O yüzden bu kadar başı boşuz. Aklımı boşaltmalıyım, Dünyadan kaçmalıyım. Yada bir sıkıntıya düşmeden, Sağ salim çıkmalıyım. Bu kocaman bir yalandan, Kibirimi hep yutaraktan. AYKUT BARIŞ ÇELİK
·
105 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.