Gönderi

Şimdi size hakîkî bir müslimânın nasıl hareket etmesi îcâb etdiğini göstermek için, Peygamberimizin “sallallahü aleyhi ve sellem” bir mektûbunu aynen aşağıda nakl ediyoruz: Peygamber efendimizin “sallallahü aleyhi ve sellem” bütün müslimânlara hitâben yazdırdığı mektûb şöyledir: [Aslı Feridun beğin (Mecmû’a-i Münşeât-üs-selâtîn) kitâbı, birinci cild otuzuncu sahîfesindedir.] (Bu yazı, Abdüllah oğlu Muhammedin “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” bütün hıristiyanlara verdiği sözü belirtmek için yazılmışdır. Şöyle ki, Allahü teâlâ, kendisini rahmet ile müjdelemiş, insanlar üzerindeki emâneti muhâfaza edici kılmışdır. İşte bu Muhammed “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem”, bu yazıyı, müslimân olmayan bütün kimselere verdiği ahdi tevsîk için kaleme aldırdı. Her kim ki, bu ahdin aksine hareket ederse, ister sultân, ister başkası olsun Allahü teâlâya karşı isyân ve dîn-i islâm ile istihzâ etmiş sayılır ve Allahü teâlânın la’netine lâyık olur. Eğer hıristiyan bir râhib [papaz] veyâ bir seyyâh [turist] bir dağda, bir derede veyâ çöllük bir yerde veyâ bir yeşillikde veyâ alçak yerlerde veyâ kum içinde ibâdet için perhiz yapıyorsa, kendim, dostlarım, arkadaşlarım ve bütün milletimle berâber onlardan her dürlü teklîfleri kaldırdım. Onlar benim himâyem [korumam] altındadır. Ben onları, başka hıristiyanlarla yapdığımız ahdler mûcibince, ödemeye borçlu oldukları bütün vergilerden afv etdim. Harâc vermesinler veyâ kalbleri râzı olduğu kadar versinler. Onlara cebr etmeyin, zor kullanmayın. Onların dînî reîslerini makâmlarından indirmeyin. Onları ibâdet etdikleri yerden çıkartmayın. Bunlardan seyâhat edenlere mâni’ olmayın. Bunların manastırlarının, kiliselerinin hiç bir tarafını yıkmayın. Bunların kiliselerinden mal alınıp müslimân mescidleri için kullanılmasın. Her kim buna ri’âyet etmezse, Allahü teâlânın ve Resûlünün kelâmını dinlememiş ve günâha girmiş olur. Ticâret yapmayan ve ancak ibâdet ile meşgûl olan kimselerden, hernerede olurlarsa olsunlar, (cizye) ve (garâmet) gibi vergileri almayın. Denizde ve karada, şarkda ve garbda, onların borçlarını ben öderim. Onlar benim himâyem altındadır. Ben onlara (emân) verdim. Dağlarda yaşayıp ibâdet ile meşgûl olanların ekinlerinden harâc [vergi] almayın. Ekinlerinden Beyt-ül-mâl [Devlet hazînesi] için hisse çıkartmayın. Çünki, bunların zirâ’ati, sırf nafakalarını temîn etmek için yapılmakda olup, kâr için değildir. Cihâd için adam lâzım olursa, onlara baş vurmayın. Cizye [varlık vergisi] almak gerekirse, ne kadar zengin olurlarsa olsunlar, ne kadar malları ve mülkleri bulunursa bulunsun, yılda oniki dirhemden dahâ fazla vergi almayın. Onlara zahmet, meşakkat teklîf olunmaz. Kendileriyle bir müzâkere yapmak îcâb ederse, ancak merhamet, iyilik ve şefkat ile hareket edilecekdir. Onları, dâimâ merhamet ve şefkat kanadları altında himâye ediniz! Nerede olursa olsun, bir müslimân erkekle evli olan hıristiyan kadınlara, fenâ mu’âmele etmeyin. Onların kendi kiliselerine gidip, kendi dinlerine göre ibâdet etmelerine mâni’ olmayın. Her kim ki, Allahü teâlânın bu emrine itâ’at etmez ve bunun zıddına hareket ederse, Allahü teâlânın ve Peygamberinin “aleyhissalâtü vesselâm” emrlerine isyân etmiş sayılacakdır. Bunlara kilise ta’mîrlerinde yardımcı olunacakdır. Bu ahdnâme [sözleşme] kıyâmet gününe kadar devâm edecek, dünyâ sonuna kadar değişmeden kalacak ve hiç bir kimse bunun aksine bir hareketde bulunamayacakdır.) Bu ahdnâme Hicretin onuncu senesi, Muharrem ayının üçüncü günü, Medîne-i münevverede Mescid-i se’âdetde Alî bin Ebî Tâlibe “radıyallahü teâlâ anh” yazdırılmışdır. Altındaki imzâlar: Muhammed bin Abdüllah Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem”. Ebû Bekr bin Ebî-Kuhâfe, Ömer bin Hattâb, Osmân bin Affân, Alî bin Ebî Tâlib, Abdüllah bin Mes’ûd, Fadl bin Abbâs, Zübeyr bin Avvâm, Talha bin Ubeydüllah, Sa’d bin Mu’âz, Sa’d bin Ubâde, Sâbit bin Kays, Zeyd bin Sâbit, Hâris bin Sâbit, Abdüllah bin Ömer, Ammâr bin Yâsir “radıyallahü teâlâ anhüm ecma’în”. Görüyorsunuz ki, sevgili Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” başka dinden olan kimselere son derecede merhamet ve şefkat ile mu’âmele edilmesini emr etmekdedir.
Sayfa 393 - Hakikat KitabeviKitabı okudu
·
58 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.