Bir adım öne çıktım. Konuşmaya başladım. "Ben Nikola Tesla. Charles Batchelor'dan bir mektup getirdim."
Bu sözle birlikte mektubu açıp, kâğıdı onun boştaki eline koyarak takdim ettim. Okudu ya da okur gibi yaptı:
'İki büyük adam tanırım. Biri sizsiniz, diğeriyse bu mektubu getiren gençtir...'
Bay Edison okumayı bitirince kıkırdadı ve kâğıdı her an devrilme tehlikesi arz eden yığınlardan birinin üstüne koydu.
Devam ettim. "Muazzam fayda saylayacağınızı düşündüğüm bir icat yaptım, efendim. Bizzat göreceğiniz gibi bu, değişken akım gücü üreten bir makine ki..."
"Hah!" Bu ünlem Edison'un ağzından çıkan ilk şeydi, ama bana yöneltilmiş olup olmadığından emin değildim. "Değişken akımın, genç adam, korkarım ki artık kimseye faydası yok. İşe yaramıyor. Son derece tehlikeli, pahalı ve zor."
"Ama efendim..." diye başladım. Bir kez daha sözümü kesti.
"Geçen hafta yola çıkmış olması gereken bir geminin dinimolarını onarabilecek bir mühendise ihtiyacım var. Bunu yapabilir misin?"
Sırtımı dikleştirip başımı salladım. "Evet. Elbette."
"Harika. Rıhtım numarası 57. Oraya git. Geminin adı Oregon ve umarım seni o şey Azor Adaları'na varmadan tekrar görmem."
Oradan ayrıldım. Kısa sürede S.S Oregon'a vardım. O dinomoları onarınca Büyük Edison beni dinlemek zorunda kalacaktı. Opera eşliğinde yapacağımız konuşmayı düşledim.
"Aziz Bay Edison! Dünyayı değiştirecek bir düzenek yaptığımı kabul etmelisiniz. Görüyorsunuz ki, desteklediğiniz doğru akım teknolojisi üç kilometreden uzağa enerji aktaramazken, benim değişken akım makinem hiçbir enerji kaybı olmadan buradan California'ya güç gönderebilir ve geri getirebilir. Çalışıyor!"
"Deme!" diye şakıyacaktı boğuk bariton sesiyle.
"Göstereyim!"
Birlikte opera sahnesine koyulmuş çalışma masasının yanına gidecek ve orada tüm notlarımı, eskizlerimi önüne serecektim. Planlarıma hızla göz gezdirecek ve...
"Bir daaaaaa- hi-iiii!" diye şan sesiyle ilan edecekti, kolları iki yana alabildiğince açık şekilde.
"Belki de öyleyimdir."
Aynı tonda verdiğim bu yanıtla Birinci Perde sona erecekti. İzleyiciler alkışlar ve tezahüratla yerlerinden fırlarken Edison elimi tutacak, birlikte yerlere kadar eğilip selam verecektik. Perde kapanırken salondakiler üzerimize gül yerine gayet akıllıca bir yatırımla Edison'unki kadar verimli bir labaratuvar kurmakta kullanacağım dolarları yağdırıyor olacaktı.
Sayfa 85 - April YayıncılıkKitabı okudu
·
1 artı 1'leme
·69 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.