Gönderi

Atatürk'ün zamanında 64.000 kişinin KAFATASı fişlenmişti!
1 Ağustos 1935 günü Sinan'ın Süleymaniye Camii'nin yanındaki mezarı Atatürk'ün direktifiyle Türk Tarih Kurumu'ndan bir heyetin huzurunda açılır. İskelet büyük oranda bozulmuştur (bazı gazetelerse sağlam çıktığını yazar). Kafatası yassı-geniş (brakisefal)çıkarsa 'Türk', uzun (dolikosefal) çıkarsa 'öteki' olacaktır. Neyse ki,Sinan 'Türk' çıkar. Bir gazete haberi şöyle verir: "Süleymaniye'de büyük Türk mimarı Sinan'ın mezarında araştırmalar yapılmış, kafatası çıkarılmıştır. Koca dağinin kafatası üzerinde yapılan tetkikat (inceleme), büyük mimarın yalnız kültür itibari ile değil, ırk noktasından da Türk olduğunu göstermiştir. Türkler ırgı itibariyle brakisefal, yani yassı yuvarlak kafalıdır. Mimar Sinan'ın kafasının muayenesinde bu büyük başında brafisekal olduğu meydana çıkmıştır mimar Sinan'ın kafatası antropoloji müzesinde muhafaza edilecektir. Kafanın arkasında ne var? Afet İnan'ın 1947'de çıkan Türkiye Halkının Antropolojik Karakterleri ve Türkiye Tarihi adlı kitabı bir başka skandalı ifşa eder. Kitabın şu alt başlıkla çıktığını söylemek yeterlidir: "Türk Irkının Vatanı Anadolu (64 bin Kişi Üzerinde Anket)." Anket denilince sadece görüşleri alındı zannediyorsanız yanılıyorsunuz. Anadolu'daki 64 bin kişi kelimenin her anlamıyla Cumhuriyet'in sözde profesörü Afet İnan ve ekibi tarafından fişlenmiştir! Türk Tarih Kurumu'nun depolarında saklandığını öğrendiğimiz bu fişler (hâlâ duruyor mu acaba?) 20 bin 263'ü kadın olmak üzere toplam 64 bin kişi üzerinde pergelle yapılan kafatası uzunluğu ve genişliği, küçük alın, yüz ve alt çene açı genişliği ölçümleri, Prof. Dr.Eugene Pittard'ın dediği gibi o zamana kadar Türkiye'den başka 'hiçbir zaman, hiçbir devletin' başaramadığı müthiş bir fişlemeydi. 10 bölgeye ayrılan Türkiye'de (muhtemelen bulgularını yanlışlayacak çok sayıda örnek çıkacağı için İstanbul dışarıda bırakılmıştı!) cilt ve saç renginden kulak deliği-bregma yüksekliğine kadar o kadar çok şey ölçülüp fişlenmişti ki, sonuçta Prof. Pittard bile ortaya çıkan 2,5 milyona yakın veri karşısında şaşkınlığını gizleyememişti. Başka neler mi ölçülmüş? Buyurun beraber görelim: Göz açıları iç ve dış genişliği; burun ve ağız genişliği; ofrion çene yüksekliği; dudak ve Nazion kenarı, Nazion çeneyi yüksekliği ile burun ve kulak yüksekliği, ayrıca burun profili (düz mü, dalgalı mı yoksa kavisli mi olduğu), göz formu, kafanın arka kısmının profili (düz mü, yuvarlak mı yoksa çok yuvarlak mı olduğu) merak edilmişti. Bunca insanın kafasının 'arka kısım profili'nin niye merak edildiğini düşüne durun, aslında Afet İnan ve ekibinin kafasının arkasındaki problemin eşiğine gelmiş bulunuyoruz. Zira sözde profesörün sahte bilim maskesi altında düzenlediği bu apaçık fişlemenin hakiki niyeti, Türkiye'de 'Türk olmayanların', yani Kürtlerin oranı meselesidir.Bunu İnan'ın ifadelerinden çıkarmak mümkündür. Şunu ispatlamak istiyorlardı: Türklerin kafatası Avrupalıların ki gibi (Kuzeyli Almanlar hariç) brakisefal'dir. Yani halkımız 'Alpinsanı'dır. Medenidir, o kadar ki Avrupa'yı medenileştirenler de Türklerdir! Bu, bazılarının zannettiği gibi dışarıya karşı 'biz de sizdeniz mesajından ibaret olsa mazur görülebilirdi. Ancak hedef, İnan'ın sözlerinin arasına gizlenmiştir. Atatürk'ün bile başı ölçülmüştü! Bozulmamış kabul ettikleri ve işlerine gelecek numuneler seçtikleri köylerdeki kafatası ölçümlerinden yola çıkarak Anadolu'nun bir Türk toprağı olduğunu ispatlamak derdinde olduğunu söyleyen Afet İnan, ülkenin batısı ile doğusunun karışık, ortasının ise 'milli ırk toprağı' olduğunu açıkça söyler. Millî ırkın batı ve kuzeyde Rum, doğuda ise Ermeni ve Kürt nüfusuyla karıştığını fark eden İnan, Anadolu'nun merkez kısmının Türklerin 'ırkî merkezi' olduğunu ifade ederken bilinçaltından birşeyler sızdırmaktadır. Afet İnan'a göre en fazla brakisefal kafa yüzde 93 ile orta kısımda,en az ise yüzde 62 ile doğudadır. Batıdaki sonuç yüzde 76 çıkmıştır.O söylemez ama Türk olmayanların batıdaki oranı yüzde 24, doğudaki oranı yüzde 38 çıkmıştır. Köşeye sıkıştığını 'ama' şallarına sığınmasından anlıyoruz. Saf Türk (Alp İnsanı) ırkının izinin kafa genişliği veya saç renginde bulunabileceği bugün gülünç bir tez olarak kabul edilse de,o zamanlar çok ciddiye alındığı o kadar bellidir ki, bizzat Atatürk,Şevket Aziz Kansu'ya kendi kafatasını ölçtürmüştü. Kanıt nerede mi?Kansu, Aralık 1938 tarihli Ülkü dergisinde Atatürk'ün ölümü üzerine çıkan yazısında şöyle anlatır: 1932 yılı 19/20 Ağustos gecesi, Yalova: Beni çağırdı, yanına yaklaşıyorum. Elimde bir çap pergeli var. Onun milyarlarca ve normalin üstünde bir konstrüksiyon ve fonksiyona sahip nöronlarının yarattığı dimağını saklayan asîl ve kahraman başını ölçüyorum. Üniversitede okurken hocalarımızdan biri yarı şaka yarı ciddi İnönü'nün başının da ölçüldüğünü ve 'Türk' kafataslı çıkmadığını anlatmıştı. Bilimle ideoloji bu denli karışırsa olacağı budur işte!
·
1 plus 1
·
107 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.