Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

400 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Günümüzdeki Çöküşü Görmek İçin Celaleddin Vatandaş’ın “Modern Çöküş” başlıklı kitabı günümüzde yaşanan birçok olumsuz durumu farklı boyutlarda geniş ve detaylı bir şekilde ele almaktadır. “İnsanın Modern Hâlleri” alt başlığını taşıyan bu değerli kitap, sizleri birçok konuda şaşırtacak. “Modern Çöküş” kitabı giriş ve 7 bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümün başlığı şöyle: “Kölelik: Zoraki Kölelikten Gönüllü Köleliğe”. Kitabın 17–78. sayfaları arasında yer alan bu bölüm ilk olarak Antik Yunan ve Roma toplumlarında köleliğin yaygınlık durumunu, Platon ve Aristo gibi filozofların köleliğe bakışını, Amerika’daki köle ticaretini ve Rönesans filozoflarının köleliğe olumlu bakışını “Dünün Dünyası” alt başlığıyla ortaya koyuyor. Daha sonra günümüzde kölelik sistemi ile ilgili yorumlara geçiliyor. Yazara göre geleneksel kölelikte kişinin kendisinin köle olduğunu bildiğini; ancak günümüzde köleliğin karşısında olduğunu iddia eden bir sistemin insanları farkında olmadan köle yaptığı ifade edilmektedir. Günümüzde emek ve beden sömürüsünün en yaygın kölelik biçimi olduğuna ayrıca dikkat çekilmekte. Köleliğin bir başka yönü ise insan ticareti. Eskiden alenen yapılan bu ticaret, günümüzde gizli bir şekilde yapılmaktadır. Yazar bununla ilgili ciddi istatistikler veriyor. Modern köleliğin bir başka yaygın biçimi ise tüketim köleliğidir. İnsanların ihtiyaç için değil, zevk için alışveriş yapmaya alıştırıldığı, teşvik edildiği bu sistemde alışveriş yapmak bir sınıf göstergesi hâline gelmiştir. Alışverişi devam ettirmek, devamlı yaptırmak adına reklam ve moda bu sisteme destek sağlayan iki önemli unsurdur. Modanın sayesinde insanlar giysileri eskidiği için değil, zamanı geçtiği kullanmamakta, devamlı yenisini, daha modaya uygununu almaya koşullandırılmaktadır. Elbette böyle bir şeyin sağlanabilmesi için devamlı yeni ürünler üretilmekte ve ihtiyaç fazlası üretim hiç olmadığı kadar artmış olmaktadır. Sadece bir şey almak üzerine kurulmayan bu sistemde bireyler bedenlerine karşı da köle yapılmakta, güzellik ve fit bedenler uğruna ciddi şekilde para harcamaktadırlar. Bireyler insanüstü güzellik anlayışları, gerçekleşmesi imkansız vücut ölçülerine ulaşmaya özendirilmektedir. Bütün bu olağanüstü ve insanüstü güzellik algısı ve ölçüsü bireyleri hasta, kendini sevmeyen ve devamlı kendisini eksik hisseden insanlar ortaya çıkarmaktadır. İkinci bölüm “Cinsellik: Doğal ve İnsani Bir Özellikten Varlığın Hayat ve Amacına” başlığını taşımaktadır. Kitabın 79–121. sayfaları arası bir yekûn tutan bu bölüm, cinselliğin birey ve toplum açısından önemi üzerinde kısaca durduktan sonra, günümüzde cinselliğin hayatın amacı hâline geldiğine dair iddiası üzerinde duruyor ve bunları birçok haber, araştırma ile destekliyor. Cinselliğin modern zamanlardaki kadar hiçbir zaman bu kadar serbest olmadığını iddia eden yazar, bu serbestinin devamının erotizm ve onun da devamında pornografiye dönüştüğünü iddia ediyor. Burada pornografiye nasıl geçiş olduğunu üzerinde önemle duruluyor. Özellikle fotoğraf makinesi ve kameranın keşfi söz konusu duruma giden yolu kolaylaştırdığı da iddialar arasında. Devamında eşcinsellik gibi bir cinsel sapmanın günümüzde nasıl sapkınlık yerine bireysel bir tercih olarak lanse edildiğinin detayları ve bu aşamaya ulaşmanın tarihi süreci anlatılıyor. Üçüncü bölüm “Metalaşan İnsanlık: Modern Dünyada Kadın Olmak” başlığını taşıyor. Kitabın 123–192. sayfaları arasındaki bu bölümde Antik Yunan toplumunda ve Orta Çağ Avrupa’sında kadın olmanın detaylarını ortaya koyuyor. Özelikle Orta Çağ’da Avrupa’da cadı avının bu kadar korkunç olduğunu bilmiyordum. Bunların devamında sanayi devrimi ile kadınların ve çocukların köle gibi sağlıksız ve gayrı insani şekilde nasıl çalıştırıldıkları detaylıca bahis konusu ediliyor. 20. yüzyıla geldiğimizde ise yazara göre kadın artık reklam nesnesi hâline gelmiştir. Reklam ile birlikte sanatta da çıplaklık, erotizm yaygınlık kazanmış ve kadın burada da bedeniyle nesne olarak kullanılmaya başlamıştır. Kadının sadece reklam ve sanatın nesnesi olduğunu düşünüyorsanız, eksik düşünüyorsunuz demektir. Modernizmle birlikte kadın etinin kilosu da satılır hâle gelmiştir. Yani fuhuş ciddi bir gelir kaynağı durumunda olmuştur, hattâ turizme malzeme olarak seks turizmi de ciddi yaygınlık kazanmıştır. Seks turizmi dolayısıyla kadın ticareti de büyük oranda artmıştır. Maalesef bu duruma katkı sağlayan başka bir şey ise düzensiz göç hareketleridir. Dördüncü bölüm “Katledilen Masumiyet: Modern Dünyada Çocuk Olmak” başlığını taşımaktadır. Kitabın 193–248. sayfaları arasındaki bu bölümde ilk olarak çocuğa yönelik ihmal ve istismar çeşitleri işlenmektedir. Bu ihmal ve istismar çeşitleri şunlardır: fiziksel, cinsel, duygusal, ekonomik. Daha sonra anne-babanın çocuğu ihmal ve istismar etmesinin sebepleri üzerinde duruluyor. Yazar konuya ilişkin ön hazırlık mahiyetinde bu bilgileri verdikten sonra Antik Yunan ve Orta Çağ Avrupa’sında çocuk olmanın detayları üzerinde açıklamalarda bulunuyor. Daha sonra modern zamanda çocuk olmanın zorlukları üzerinde duruluyor. Bunlar arasında kız çocuklarının cinsel istismara maruz kalması, çocuk evliliklerinin yaygınlığı, çocuk seks turizmi, kürtajın yaygınlığı gibi konular öne çıkıyor. Yazar, savaşlarda askerlerden çok, çocukların öldüğünü sayısal verilerle kanıtlıyor. Vatandaş, çocuk işçi konusu üzerinde detaylıca duruyor. Bu konudan sonra sokak çocukları konusuna geçiyor. Sokak çocukları olgusunun modern zamanlarda ortaya çıktığını, hızlı kentleşme ile başladığını ifade ediyor. Bu konuda herhalde en dehşetli olaylar Brezilya’da oluyor. Sokak çocuklarını yok etmek adına yapılanları okuyunca şok olacaksınız. Çocuklarla ilgili son konu ise Heidi ile ilgili. Heidi’lerin aslında çocuk köle oldukları, İsviçre’de 18–20. yüzyıl arasında çocukların nasıl sömürüldüğünü bu bölümde ayrıntılarıyla öğreneceksiniz. Beşinci bölüm “Şiddet: Bia ve Ares’in Modern Dünyası” başlığını taşımaktadır. Kitabın 249–328. sayfaları arasındaki bu bölümde ilk olarak insan ve şiddet ile şiddetin belirleyicileri üzerinde durulmaktadır. Daha sonra modern zamanda şiddetin çeşitlerine geçilmiş ve oldukça geniş şekilde şiddetin hayatın farklı alanlardaki yansımaları üzerinde durulmuştur. Bunlar arasında savaş endüstrisi, savaş sonrası katliamlar, çocuklara uygulanan şiddet, hayvanlara yönelik şiddet, tabiata karşı uygulanan şiddet ve genetiğiyle oynanan besinler başlıkları verilebilir. Altıncı bölüm “Modern İnançlar: Modern Aklın Akılsızlıkları” başlığını taşımaktadır. Kitabın 329–368. sayfaları arasındaki bu bölümde ilk olarak modern büyücülükten bahsedilmekte, devamında süper kahramanların çıkış sürecinden bahsedilmektedir. Daha sonra “Modern Paganizm” alt başlığı altında uğur ve uğursuzluk inancı, 13 sayısının uğursuzluğu, totem yapmak, evrene mesaj göndermek gibi örnekler işlenmektedir. Bu tarz inanışların sadece günlük hayatta değil, ekonomik ve bilimsel faaliyetlerde de kendini gösterdiği örneklerle gösterilmektedir. Bu bölümün sonunda ise modern devletin ulusçuluk, aidiyet gibi ritüelleri üzerinde durulmaktadır. Yedinci bölüm “Farklı Olana Tahammülsüzlük: Ayrımcılık, Irkçılık ve Yabancı Düşmanlığı” başlığını taşımaktadır. Kitabın 369–447. sayfaları arasındaki son bölümde ilk olarak görseller eşliğinde insan sergileri konusunda detaylı bilgiler verilmiştir. Daha sonra ön yargı, ayrımcılık, etnosentrizm, ötekileştirme ve ırkçılık kavramları geniş bir şekilde açıklanmıştır. Yazara göre Batı’da açığa çıkan ötekileştirmenin kökeni Antik Yunan’a dayanmaktadır. Yazar bu bölümde çok acı birçok katliam örneği vermektedir. Devamında ise ayrımcılığın dayanağı olarak ortaya atılan ırkçılık ve ırkçılığın bilimsel ve felsefi olarak kanıtlanma çabasının serüveni konu ediliyor. Ayrımcılıkla ilgili olarak Avrupa’da yaşayan göçmenlere uygulanan politikalar inceleniyor. Son olarak ise “Modern Haçlılık: İslamofobi” alt başlığıyla Avrupa’da İslâm’a ve müslümanlara karşı uygulanan ikinci sınıf insan politikaları eleştirilmektedir. Sonuç olarak modern zamanların her ne kadar masum olduğu düşünülse de, öyle olmadığı, birçok konuda geçmişe göre daha çok olumsuzluğun olduğu uzun uzun detaylarıyla ifade ediliyor. Bilmek, farkına varmak ve bilinçlenmek isteyenlerin bu kitabı okumalarını hararetle, şiddetle tavsiye ederim:)
Modern Çöküş
Modern ÇöküşCelaleddin Vatandaş · Açılım Kitap · 2015378 okunma
·
141 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.