Gönderi

Hiram Abif
Hiram, dul bir kadının oğludur ve bu tapınağın (Hz. Süleyman Mabedi) yüklenicisidir. Hiram, bu tapınağın inşası sırasında çalışanlar arasında hiyerarşi oluşturmuş (üstad, usta, kalfa, çırak vb.) ve çalışanların sayısı çok fazla olduğu için, ücret ödeme zamanında kimin çırak kimin kalfa olduğu anlaşılsın diye her bir dereceye ayrı işaretler, el değdirmeler ve parolalar saptamış. Masonluktaki aşamaların, parolaların, şifrelerin saklanmasının önemi bu hikayeden ileri gelmektedir. Bir gün üç kalfa, usta gündeliği almak isterler ama parolayı bilmemektedirler, (...) ve bu parolayı öğrenmek amacıyla Hiram'ı sıkıştırırlar, ancak Hiram parolayı söylemez ve öldürülür. Masonluktaki sır saklama, ketumiyet ve bunun önemi buradan gelmektedir. Hiram'ı öldürenler, gömdükleri yerin üstüne de akasya dalları koymuşlardır. Mason mabedlerinde ya da logolarındaki akasyanın nedeni de budur. (...) Hiram'ın cesedi toprağa verilirken, ustalar, "Hiram'ın kanı üstümüze sıçramadı, biz temiziz" anlamında beyaz önlük ve beyaz eldiven giyerler. Mason törenlerinde eldiven ve önlük takılmasının nedeni de budur. Masonlar isimlerinin yanına üçgen şeklinde üç nokta koyarlar. Bunun nedeni de Hiram'ın cesedini bulan ustaların üç kişi olmasıdır; üç sayısı bilim, hoşgörü ve doğruluk olarak kabul görür.
·
2 görüntüleme
Duygu