Gönderi

Ayasofya camii kime satıldı?
Soruyor gençler: Gerçekten de Tek Parti devrinde camiler kapatıldı mı? "İbadete kapatılmış olan Ayasofya örneği taş gibi önümüzde dururken başka kanıt aramaya ne hacet" diyorum kendilerine. Bir şaşkınlık vakfesi. Yüzleri karışıyor. Kimilerinin buruşuyor hatta. "Nasıl yani?" diye soruyorlar. Bu bölüm, işte o "Nasıl yani?"nin cevabıdır. Son sözümü en başta söyleyeyim: Cami tartışmasının gelip dayanacağı yer, 79 yıldır ibadete kapalıbulunan Ayasofya'nın açılması meselesidir. Er veya geç Türkiye bu gerçekle yüzleşecek ve bu meseleye bir hal çaresi bulacaktır. Belkide Yunanistan'daki bir partinin seçim kampanyasında minareleri yıkılmış "Ayasofya Kilisesi" resimlerini kullanması birilerini uyandırır. Kim bilir? "Ayasofya'nın sahibi kimdir?" diye soruyorum genç muhabire. Dudağını büküyor. Belli ki hiç aklına gelmemiş bu. Tapudaki sahibini soruyorsanız diyorum "Ebu'l-Feth Fatih Sultan Mehmed Vakfi". Nerede bu vakıf peki? Neden tapuda üzerinde görünen eserine sahip çıkmıyor? "Muhatabınız Vakıflar Genel Müdürü"diye cevap veriyorum, "ona sorun." Cevap alamayacaklarını bile bile böyle diyorum. (Vakıflar Genel Müdürü Adnan Ertem'e sorduğumda şunu dedi: "Ben Ayasofya cami değildir diyemem. Aksi halde bu koltukta neden oturduğumu izah edemem.") Bir vakıf düşünün ki, kendi tapulu malına sahip çıkamasın. Olur mu? Pekala oluyor bizde. Ayasofya'nın sahibi kimdir? Peki Avasofya'nın sahibi resmen Fatih ise (yoksa XI. Konstantin.ve I. Jüstinyen mi?), eserin onun vakfiyesinde belirttiği şartlarda kullanılması gerekmez mi? Üstelik vakfiyedeki şu ateşten satırları okurken vicdanınız hiç kanamayacak mı: "Kim ki bâtıl gerekçelerle bu vakfın şartlarından birini değiştirirse veya vakfın değiştirilmesi ve iptali için gayret gösterirse, vakfin ortadan kalkmasına veya maksat ve gayesinden başka bir gayeye çevrilmesine kast ederse Allah'ın, meleklerin ve bütün insanların laneti üzerlerine olsun. Ebediyyen cehennemde kalsınlar, onların azapları asla hafifletilmesin ve onlara ebediyyen merhamet olunmasın.". {Âmin} Aslı Arapça olan vakfiyenin nüshaları Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü'nde, Topkapı Sarayı ile Türk ve İslâm Eserleri müzelerinde mevcutken ve şartları herhangi bir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde bağlayıcıyken, nasıl olmuş da Ayasofya Camii ibadete kapatılabilmiştir? Vakıflar Kanunu mu değiştirilmiştir yoksa? Hayır, hem 1934'teki hem de halen yürürlükteki Vakıflar Kanunu bir vakfın, vakfedenin koyduğu amaçlar dışında kullanılamayacağını emrediyor. Sahibi olan Fatih, vakfının amacı dışında kullanılmasına tehditkâr ifadelerle karşı çıktığı halde 1934'te bir Bakanlar Kurulukararıyla Ayasofya Camii müze yapılmıştır.Altında Atatürk'ün, İnönü'nün vs. imzalarının bulunması hukuk nazarında bir şeyi değiştirmez. Hukuksuzluk hukuksuzluktur. Bu hukuksuzluğu kimin yaptığı hukuku ilgilendirmez. (Adalet Tanrıçası'nın gözleri bunun için bağlıdır.) Kaldı ki, 24 Kasım 1934 tarihli Bakanlar Kurulu Kararnamesi de bir garabet abidesidir. İlk cümlesinde şöyle deniliyor: Maarif Vekilliği'nden yazılan tezkerede (...) Ayasofya Camii'nina müzeye çevrilmesi bütün Şark âlemini sevindireceği ve insanlığaeni bir ilim müessesesi kazandıracağı cihetle müzeye çevrilmesin istenmiş... Çok merak ettim: Acaba 1934 yılında Şark, yani İslâm âleminde Ayasofya'nın müzeye çevrilmesine sevinecek bir Allah'ın kulu varmıdır? Yoksa kararname sahiplerinin kafalarındaki 'Doğu', bizim zannettiğimiz gibi İslâm dünyası değil de, Sovyetler Birliği miydi?Halkı Ortodoks olan Sovyetler Birliği'nden başka Ayasofya ile ilgilenecek bir Doğulu devlet kim olabilirdi o tarihte? Hukuk ihlalleri Sonra müze yapılarak insanlığa bir "bilim kurumu" kazandırılacağı ifade ediliyor. Sanki camiyken Ayasofya'da inceleme yapılamıyormuydu? Tam tersine medreseler kapatılmadan önce her sütunun dibinde bir alimin ders verdiğini, yani tam da kapatılmasıyla bir bilim kurumunun tarihe gömüldüğünü bile söyleyebiliriz. Üstelik kararnamede Ayasofya'nın müzeye çevrileceği ifade edilirken, ibadete kapatılacağından söz edilmemiştir. Denilebilirki, 'Canım, müze yapılınca anlaşılmıyor mu ibadete kapatılacağı?Ama bir kararname çıkarıyorsanız muradınızı yarım yamalak ifade edemezsiniz. Müze yapılacak. Tamam da ibadete kapatılacağı nerede yazıyor? Burada Avukat Abdullah Mehmet Çalışkan'ın hukuki değerlendirmesini paylaşmak istiyorum sizinle. Ayasofya Camii Meselesinin Etrafindaki Gerçek adlı tam bir hukukçu mantığıyla yazılmış olan kitabında şöyle diyor Çalışkan: "Ayasofya kararnamesinde hukukî bir gerekçe bulmaya imkân yoktur. Bakanlar Kurulu kararının hangi kanuna dayandığı da yazılmamıştır. Çünkü Bakanlar Kurulu'nun dayanak yapabileceği bir kanun mevcut değildir. Bakanlar Kurulu'nun hangi yetkiye istinaden bu konuyla ilgilendiği hususunda hukukî bir mütalaa da yazılmamıştır. Çünkü bu konu net TC anayasası ve ne de Türkiye'de yürürlükteki kanunlar tarafından bakanlar kuruluna verilen yetkiler dahilinde bulunmamaktadır. Anayasadan bahsedilmemiştir, çünkü anayasaya aykırıdır. Vakıf hukukundan bahsedilmemiştir, çünkü Vakıf hukukuna zıttır. Görülüyor ki bakanlar kurulu bu kararı ile anayasal kanunları yok saymıştır. Kararnameye bir sıra numarası verilmemiş olması da gariptir. Daha da Garibi, resmi gazetede yayınlanmamıştır. Kararnamelerin bulunduğu resmi dairede Aslı bulunmadığı gibi resmi kanun kitaplarında da mevcut değildir.
Sayfa 215 - TimaşKitabı okudu
·
1 artı 1'leme
·
71 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.