Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

407 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Kendime Notlar-1
Yolculukların en çetini kendime olandır demiş Farabi. Mevzubahis kendine yolculuksa eğer ben lafı yine biraz uzatacağım. Bu kitabın bende uyandırdığı hisleri okurluk tarihime not düşmezsem kendi yolculuğuma haksızlık etmiş olurum. Şimdi zamanı geri sarmak istiyorum. Antik çağa, Büyük İskender’in ve Diyojen’in devrine uzanıyorum. Kendine yolculuğun son safhası tüm korkulardan ve zayıflıklardan arınıp kendini gerçekleştirmektir. Bu şekilde tarif edince aklıma Diyojen geliyor. “Sen beni aşağılayabilirsin ama ben aşağılanmam” der Diyojen. Sürgünleri, envai çeşit zorlukları aşmış olan Diyojen ruhunu öyle terbiye etmiş, korkularından ve zayıflıklarından öyle arınmıştır ki, dünya hayatında bir parça kuru ekmek ve ev niyetine başını sokabileceği bir fıçıdan fazlasında gözü olmamıştır. Öyle ki tepesine dikilerek, ondan bir isteği olup olmadığını soran cihan fatihi Büyük İskender’e “Bir şey istemem, gölge etme yeter” diyecek kadar cesur ve tatminkardır. Büyük İskender’in ise “ Büyük İskender olmasaydım eğer Diyojen olurdum.” dediğini de biliriz. Plutarkos’un ve Machiavelli’nin deyimi ile talihin yardım ettiği prenslerdendir Büyük İskender. O günün bilinen dünyasında, içinde insan yaşadıktan sonra, ayak basıp da fethetmeden döndüğü hiçbir toprak parçası olmamıştır. Bir dünya fatihidir İskender. Kudretli, ilim sahibi ve adildir. Öte yandan bir o kadar narsistdir de. Tarihçi profesör Lloyd Llewellyn-Jones’in anlatımı ile dünya kralı olduktan sonra da savaşları devam etmiş, fakat en büyük düşmanı kendi içindeki İskender olmuş ve onu hiç bir zaman yenememiş. Zeus’un oğlu olduğuna inanmış, elde ettiği onca başarıya rağmen daha fazlasını, tanrı olmayı istemiş ve tam da bu sebeple hep mutsuz olmuş ve mutsuz ölmüştür. Diyojenin gölge etme yeter lafına öfkelenmek bir yana, İskender olmasam Diyojen olurdum diyerek onu onurlandırmıştır. Tüm narsistliğine rağmen İskender şunu çok iyi bilir ki, kendi kendinin fatihi olmak, ülkeler fethedip bir cihan fatihi olmaktan daha evladır. Kendi savaşlarının galibi olup dünyayı o denli umursamayacak kadar ruhunu güçlü kılmış olan Diyojen tam da bu sebeple Büyük İskender’den bir adım daha öndedir. Kendine yolculuğa çıkmanın felsefi, dini, psikolojik, maddi manevi bir çok yönü vardır. Kitaba gelirsek, kendine yolculuğa çıkmanın tasavvufi bir yolunu görüyoruz eserde. Bir grup kuş kendilerini yönetecek bir padişah arayışına girerler ve Hüdhüd kuşunu mürşid kabul edip uzun bir yolculuğa çıkarlar. İnsani zayıflıkları simgeleyen bir sürü vadiden geçerler ve kuşların çoğu o vadileri aşamaz. En sonunda yalnızca 30 kuş hedefe ulaşır. Yolun sonunda bir ayna ile karşılaşırlar ve kendi akislerini görürler, padişah diye de bir şey yoktur, hiç olmamıştır. Aradıkları şey kendileridir aslında, kendilerini yönetecek bir padişaha ihtiyaçları yoktur. Tasavvuf perspektifinden bakınca buradaki padişah meteforunu yaratıcı ile arana giren dünyevi her şey olarak görüyorum. Belki mal mülk belki para, belki de manevi duyguları sömüren dünyevi bir lider. Kısacası insanı yöneten ve dolayısı ile yaratıcı ile arana duvar ören herhangi bir şey. Tasavvufta fenafillah diye bir kavram vardır, Allahla yok olmak. Yani aradaki tüm duvarları kırıp yaratıcı ile bir olmak. Hallacı Mansur’un Ene’l Hakk demesi de bunun gibidir. Seninle aramdaki her şeyi öyle bir kaldırdım ki ben sen oldum sen de ben. Kendine yolculuk bir arayışla başlar, belki de rahatının bozulması ile. Dahası insan bazen buna itilir. Tam da bu noktada nazi kamplarına,
Viktor E. Frankl
Viktor E. Frankl
‘ın hikayesine uzanmak istiyorum. Viktor Frankl Hitler’in zulmüne maruz kalmış, altı sene toplama kamplarında tutsak edildikten sonra evine sağ dönebilmiş yahudi bir doktordur. Tüm sevdiklerini bu süreçte kaybetmiş, ölüm korkusu, acı, işkence, aşağılanma… insanın yaşamaktan korkabileceği her şeyi yaşamış ama bir şekilde sona ulaşmıştır.
İnsanın Anlam Arayışı
İnsanın Anlam Arayışı
kitabını şu sözlerle bitirir; “eve döndüğümüzde hepimizin kafasında tek bir gerçek vardı o da artık tanrıdan başka hiçbir şeyden korkmuyor oluşumuzdu”. Bizi esir eden insani zayıflıklarımız ile bir şekilde yüzleşir ve onları yenmeyi başarırsak sonsuz kudret dışında hiçbir şeyden korkmaz bir hale geliriz. Viktor Frankl’ın hikayesi felsefi anlamda bir kendine yolculuk ve kendini gerçekleştirme hikayesidir. Zaafiyetlerimize galip gelip kendi kendinin efendisi olmanın adıdır bu. İsteyerek veya mecbur kalarak. Bu kitabın bana hatırlattığı bir başka hikaye Oz Büyücüsü’ndeki Dorothy ve arkadaşlarının yolculuğudur. Hedefleri Oz’a varıp büyücüden bir takım isteklerde bulunmaktır. Teneke adam bir kalp isteyecektir. Korkuluk bir beyin isterken aslan da cesaret dileyecektir. Yolculuklarının sonunda büyücünün şarlatandan başka bir şey olmadığını ve dileklerinin gerçekleşmeyeceğini anlarlar. Fakat asıl keşifleri şudur ki; dilediklerine sahip olma gücü içlerindedir.
Yuval Noah Harari
Yuval Noah Harari
’nin anlatımı ile, duygusal, bilge veya cesur olmak için tanrı misali bir büyücüye ihtiyaçları yoktur. Sadece o yolculuğa çıkıp karşılarına çıkan her deneyime kendilerini açmaları gerekir. Dünyadaki en büyük zafer kendimize karşı kazandığımızdır, tıpkı diyojenin yaptığı ve İskender’in yapamadığı gibi. Simurg, Dr. Frankl veya Dorothy ve arkadaşları gibi. Bunun inanç eksenli olması gerekmez. Nihayetinde yaşamak öyle veya böyle bir mücadeledir ve en büyük düşman içimizdeki bendir.
Mantık Al-Tayr
Mantık Al-TayrFeridüddin Attar · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20194,796 okunma
·
284 görüntüleme
Sᴇʀʜᴀᴛ ✓ okurunun profil resmi
Uzun zamandır merak ettiğim kitaplar arasındaydı ve bu kitabın inceleme yazısını sizin elinizden okumayı gerçekten çok istiyordum. Bu kitapla birlikte birçok farklı noktaya deginmeniz de incelemeyi çok başka bir seviyeye taşımış. Kaleminize sağlık 💐
Ayşe Sayım okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim bu güzel yorumunuz için. Bir kitaptan herkes kendi yaşanmışlıkları ve değerlerine göre çıkarım yapar. Kitap daha çok dini bakış açısıyla yazılmış olsa da ben kafamın içinde çok daha geniş bağlantılar kurdum ve unutmamak için yazıya dökmek istedim. O yüzden kitabı okuduğunuzda farklı şeyler bulursanız şaşmayın. Her halükarda derinlikli bir eser ama.
3 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.