Selaammm En sevdiğim kitaplara adını yazdıran bu kitap hakkında düşüncelerimi söyleyeceğim size . Ben inceleme yaparken kitabın konusunu anlatmayı sevmiyorum.O yüzden konuyu şimdi aşağıya ekliyorum. Genç bir bilim insanı olan Victor Frankenstein'ın yarattığı alışılmışın dışında bir bilimsel deneyde garip şekilli ama akıllı bir yaratığın hikâyesini ele alan romandır. Öncelikle bundan 200 yıl önce yazarın elektriğin gücünden yararlanarak bir canlı yaratan bir insanı konu edinen bir kitap yazmış olması çok büyüleyici. Yazarın bu kadar genç yaştaki hayal gücüne hayran kaldım. Kitap 250 sayfa ve 1 günde bitirdim. Çok basit bir dili yok ama akıcıydı . Okurken hiçbir yerinde sıkılmadım . Gereksiz bulduğum tek bir yer bile olmadı ve kitabın betimlemeleri sizi asla bunaltmayan duygu betimlemeleriydi. Betimlemeleri okurken çok büyük bir zevk aldım ve çoğu yeri işaretledim . Kitabın bazı kısımlarını Frankenstein'ın bazı kısımlarını yarattığı canavarın anlatmasını çok sevdim. Böylece her iki karakterle empati kurabiliyorduk. Frankenstein ile bir insan olarak empati kurdum. Yarattığı canavar ile ise onun yerine kendimi koyduğumda empati kurdum ve çoğu yerde hak verdim. En sevdiğim 3 yerden bahsedeceğim şimdi: 1. Canavarın Frankenstein'ın yanından ayrıldıktan sonra ki yaşam mücadelesini , insanlara olan yaklaşımını, öğrendiği şeyleri okuduğumuz bölümler çok hoşuma gitti. Eğer bu sahneler olmasaydı kitap eksik kalırdı. Kendisinden çok farklı canlıların olduğu, yalnız olduğu bir dünyada aslında canavarın tek istediği sevgi , bağlılık , arkadaşlıktı. Kendisini yaratan babası , insanlar ona sırt çevirdikçe canavarın yavaş yavaş değişmesi ve o değişim çok güzel aktarılmış. Hatta bununla alakalı çevirmenin bir sözü var şimdi onu yazacağım .. "Frankenstein canavarı" nın dünyaya bir bebek kadar günahsız geldiği , ancak yaratıcısı tarafından reddedilip karşısına çıkan tüm insanlar tarafından dışlandığı , horlandığı için bir "canavar"a dönüşnesi yazarın kitap boyu vurguladığı gerçektir. Bu kısım aslında tüm kitabı özetliyor ve canavarın yaptıklarının altındaki alt metni . 2. Canavar ve Frankenstein'ın yüzleşmesinin olduğu bölümler de de ayrı bir zevk aldım . Bu bölümleri okuduktan sonra canavarın yaptığı her şeye aslında daha çok hak veriyoruz. Canavarın kendisi gibi olan bir eş istemesi ve kendisini yaratan kişiye olan hayal kırıklığı , öfkesi çok anlaşılır.. Bu kısımlardan sevdiğim birkaç alıntıyı alta bırakıyorum . " İyilikseverliğimin ödülü buydu demek ! Bir insanı yok olmaktan kurtarmamın karşılığında , etini kemiğimi parçalayan bir yaranın sefil acısıyla kıvranıyordum ." " Ellerimi çırparak bağırdım : ' Ben de yıkım yaratabiliyorum . Düşmanım zarar verilemez değil . Bu ölüm ona ümitsizlik taşıyacak, daha yüzlerce üzüntü yüzünden işkence çekip yok olacak .' " " İnsanlar benimle ilişkiye geçmiyor . Fakat benim kadar biçimsiz ve korkunç bir kadın, beni reddetmeyecektir . Eşim benimle aynı türe mensup , aynı kusurlara sahip olmalı . Bu varlığı yaratmalısın ." " Senin adaletini, hatta merhametini ve sevgini en fazla ben hakediyorum . Senin yaratığın olduğumu unutma . Adem'in olmam gerekirken , düşkün melek oldum." 3. Frankenstein canavara olan korkusu ve bunu kimseye gösterememesi , hastalanması , gittikçe daha sefil bir hal alması ... Bunları tamamen hissettim . Her duygu bana geçti. Yazarı bu noktada da çok tebrik ediyorum. Ve kitapta geçen şeytan , Adem'in yaratılışı resmi , Kayıp Cennet kitabına olan göndermeler , Frankenstein ve Prometheus'un benzerlikleri çok hoşuma gitti. Şimdi gelelim olumsuz eleştirilerime , Canavarın yaratılma aşamasını daha detaylı okumak isterdim yüzeysel kalmış bence . Herkese öneririmm .

Frankenstein Ya Da Modern PrometheusMary Shelley · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202014bin okunma

··

76 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Efsun