Gönderi

88 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 3 days
Video: youtu.be/Xk1sYFD_X50 On İkiye Bir Var. Haldun Taner'den okuduğum ilk kitap. On İkiye Bir Var; 7 öyküden ve 87 sayfadan oluşuyor. On İkiye Bir Var, 1954 yılında yayımlanmış. 1955'te ilk Sait Faik Hikâye Armağanı'nı alan iki kitaptan biridir. Kitaptaki öykülerde; toplumsal eleştirinin yanı sıra, insanın hayat karşısındaki çaresizliği, sevgi, geçim derdi gibi konulara ve mizaha yer verilmiş. Aradan geçen yaklaşık 70 yıla rağmen insanın derdi, kaygısı ve çabası neredeyse hiç değişmemiş. Kitaptan bazı alıntılar: İçimi, geri kalmış bir saat huzursuzluğu kaplardı (13). İnsanlar, her bakımdan saate benziyorlar (14). Bir bakıma, hepimiz kurulu birer saat değil miyiz (14). Ne kadar değerli, ne kadar hünerli olursa olsun, durmuş saat, sönmüş fenere benziyor. Ne var ki durmuş saatlerin bir meziyeti, hiç değilse günde iki defa doğru saati göstermesidir. Ayarsız saat bunu bile beceremez (14). Eskiden beri az yaşamaktan, erken ölmekten korkarım. Sade ben mi, herkes korkar. Bu neden ileri geliyor? Ben düşündüm ve buldum: Hayatı kesif yaşamamaktan. Hayatı kesif yaşamaktan ne anlıyorum? Sevmek, sevilmek, eğlenip yan gelmek, çubuğunu yakıp gününü gün etmek mi? Hayır... Karınca gibi durmadan çalışmak, para biriktirmek, ev kurmak, çoluk çocuk yetiştirmek mi? Bunlar da boş lakırdı. Kesif yaşamaktan sadece zamanın geçişini hissetmeyi anlıyorum. Zaman geçiyor. Bizler zamanın içinde yüzdüğümüz halde zamanın geçişini değil de, o geçtikten sonra, sadece geçmiş olduğunu hissedebiliyoruz. ... Ama zaman daha geçmeden, henüz geçerken, onun geçişini adeta gözle görür gibi şuurlu ve uyanık bir şekilde hissedebildiğimiz gün, öyle geliyor ki bana, bizden habersiz geçmiş zamanın bizde yaratabileceği bütün acı sürprizleri ortadan kaldırmış olacağız (16). Ne derlerse desinler ben artık durmuş bir saatim (20). Ne derlerse desinler ben artık durmuş bir saatim (20). Bütün çabalar boşuna... Ne yaparsa yapsın, istediği kadar havalanacağım diye çırpınsın, sonunda insanoğlu da yaralı leylek gibi rezil ve perişan yan üstü toprağa yuvarlanmıyor mu? Kaderlerimiz aynı: uçamayacağını bilmek, yine de uçmaya yeltenmek (47). Şurda nasıl olsa bir yudumluk ömrü kalmış. Bırak, onu da heyecanla doldursun. Bir yağ kandili gibi yavaş yavaş eriyip tükeneceğine bir anda fakat son bir parlayışla sönüversin (65). Ne demek istediğimi kendim de bilmiyorum (69). Bilmem anlatabiliyor muyum? Anlatamadığımın farkındayım (70). Şimdiye kadar neyi tuttumsa hep iğreti, parmaklarımın ucuyla, hemen, kolayca bırakabilmek için tuttum (82). Hürlüğümü korumak için bağlanmaktan korkup hep kopmaya kopabilmeye baktım (83). Güzel öyküler okumak istiyorsanız kesinlikle okumalısınız. :)
On İkiye Bir Var
On İkiye Bir VarHaldun Taner · Yapı Kredi Yayınları · 2015952 okunma
··
1,971 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.