Gönderi

447 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
İki Yaralı Kalbin Buluşması
Hep bahsini Kapak Kızı üçlemesi ile duyduğum yazarla bu kitabıyla tanıştım ve tanıştığıma çok memnun olduğumu söyleyebilirim. Çok aşk kitapları okumayı seven bir yapım yok o yüzden kitabın ismi bende biraz çekimserlik uyandırmıştı, ama kitabın uzun uzun romantik cümlelerle dolu bir aşk romanı olmadığını, filmlerde izleyeceğiniz romantik-komedi sahnelerine maruz kalmayacağınızı söyleyebilirim. En azından benim gibi bu tür okumaları sevmeyenler için, gönül rahatlığı olsun diye. Yazarın dili, anlatımı, seçtiği kelimeler sizi bir anda içine çekiveriyor. Öyle ki okurken "Türkçe ne eşsiz bir dil ve kelimelerimiz ne kadar güzel." diye düşündüğümü hatırlıyorum. Eğer bir okuma tembelliği içerisindeyseniz veya bunalımlı bir dönem geçiriyorsanız belki okumanız iyi olmayacaktır, çünkü karakterlerin duygularının sizdeki tesiri oldukça büyük olabiliyor. -- SPOILER -- Ailesi tarafından hep sevilmiş, hayatı yolunda giderken bir anda amansız bir hastalığın pençesine kapılan annesi ile dağılmış bir aile portresi görüyoruz Umut'un hikayesinde. Fakat yine de bu ailede kopmaz bir bağ, bir sevgi hissediliyor. Ta ki Umut, annesinden ona kalan bu hastalığın pençesine düşene kadar. Sonrasında ise o sevgi ağının içinde bile olsa insanın kendini nasıl yalnız hissedebileceğine tanık oluyoruz. Kabuğuna çekiliyor Umut. Ailesini mutlu etmek istese de, bağlarını hiç koparmasa da, kendi özünü kendine saklamaya başlıyor. İç sesini sadece kendine saklıyor da diyebilirim. Diğer yandaysa Sanem... Türk yazarların yazdığı kadın karakterde bir "biz" olgusu hissediyorum okurken. Ne kadar da aynı toplumsal baskılar, beklentiler içinde büyümüş kız çocuklarıyız. Ne kadar da ortak acılarımız, ortak yaralarımız var. Aynı İnci Aral'ın
Ölü Erkek Kuşlar
Ölü Erkek Kuşlar
kitabının ana karakteri olan Suna gibi, hikayesinin geçmişine baktığımız da aynı coğrafyanın izlerini görüyoruz. Ve her yara ardında bir iz bırakıyor. Acılar belki insanı büyütüyor, olgunlaştırıyor fakat merak ediyorum, eğer o acılar olmasa, o kız çocukları çok daha mutlu olmaz mıydı? Sanem'in kitap boyunca hayalimde canlanan hüzünlü gözleri var aklımda bunları yazarken. Ve o yalnızlığa itilmişliği... Ve en nihayetinde, iki yalnızın bir bütün olmasını okuyoruz romanda. Aslında bunların belli bir kronolojik sırada gerçekleşmediğini söyleyebilirim. Hatta geçmişlerine baktığımız tüm bakışlar, bu birliktelikten aralanan satır aralarından okuduğumuz kesitler. Yine de kitabı kapadığımda, iki karakter her ne kadar birbirlerini bulmuş olsa da, ben bir noktada birleştiremediğimi fark ettim kafamda. Belki birlikte geçirdikleri tüm zamanlarda geçmişe bir atıf olması ve o an içerisinde bulunma durumunun daha az olması nedeniyle olabilir. Yine de bunun kötü bir anlatım tarzı olduğunu söyleyemem, sadece alışılmış dışı ve çok etkileyici. --- Şimdiden iyi okumalar dilerim. Kitaplarla kalın.
Âşıklar Delidir ya da Yazı Tura
Âşıklar Delidir ya da Yazı TuraAyfer Tunç · Can Yayınları · 20212,837 okunma
·
91 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.