Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

190 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
19. yüzyıl İngiltere’sinde yaşayan aristokrat Dorian Gray, çarpıcı yakışıklılığı ile her girdiği ortamda dikkatleri üzerine çekiyordu. Hem de, kadın erkek herkesin dikkatini. Başlangıçta bu durumun farkında bile olmadan tüm masumiyetiyle yaşayan sanat ve sanatcı aşığı Dorian, sıkca poz verdiği arkadaşı ressam Basil Halward’ın yaptığı kendi portresini çok beğenmişti. Portre, gercekten bir başyapıttı. İşte her şey bu portreden sonra değişime uğradı. Basil, Dorian ve Dorian’ın yeni tanıştığı Lord Henry’nin, portrenin güzelliği ve gençlik üzerine yaptıkları sohbette paylaştıkları yaşam deneyimleri ve verdikleri nasihatlar, Dorian’ın hayata bakışını değiştirmeye başladı. Üzerine bir de Sır Henry’nin kendisine verdiği, içinde akla hayale gelmeyecek kötülüklerin, günahların anlatıldığı ve kendisine rehberlik edecek kadar etkilendiği kitap eklenince, masum bir gençlik yaşayan güzellik timsali Dorian Gray’in önce vicdanı köreldi. Sonrasında, genclik ve güzellikle ilgili takıntısı uğruna yöneldiği farklı farklı hobiler ve ilgi alanları vasıtasıyla yaptığı sorgulamalardan tatmin olmayan Dorian, gün geçtikçe aykırılaşan, çirkinleşen davranışlarda bulunmaya, duyarsızlaşmaya ve toplum kurallarını hiçe saymaya başladı. Çünkü, tablonun yapıldığı gece, sohbet sırasında Dorian’ın gayri ihtiyari ağzından çıkan bir dilek yerini bulmuş, yaşayan Dorian’ın fiziksel güzelliği, gençliği yıllar içinde kaybolmadan kalmış, bu süreçte ruhunda meydana gelen yıkımın ve geçen yılların vücuduna yapması gereken tahribatın hepsi o portredeki Dorian’da meydana gelmişti. İşte ortaya cıkan tüm değişikliklerin, çılgınlıkların, takıntıların ve kötülüklerin nedeni buydu. Kapıldığı gençlik ve güzellik takıntısı O’nu yozlaşmış, vicdansız ve kötü biri yapmıştı. Batakhanelerden çıkmıyor, saygın çevrelerde adı bile anılmıyordu. Kendi hayatını mahvetmeyi umursamadığı gibi, hayatına girdiği, yakınlaştığı herkesi de kendi batağına çekmekten geri durmuyor, o kişilerin hayatında oluşturduğu tahribattan da ayrıca zevk alıyordu. İçine şeytan girmiş biri gibi, bir çeşit delilik ve saplantı içinde hareket ediyordu sanki. Hatta işin ucu cinayete kadar dayanmıstı. Bu cinayet ve sonrasında yaşadıgı farkındalık, kitabın o muhteşem ve fantastik sonuna ulastırmıstı Dorian’ı. Kitabın en beğendiğim yerlerinden biri de bu sonu oldu zaten. Hayatın anlamı, insanı değerli kılan şeyler, gençlik ve güzellik üzerine çağına göre oldukça cesur ve çarpıcı bir anlatımla kaleme almış bu eseri Oscar Wilde. İnsan doğasıyla, aile ve toplumsal yaşamla ilgili çarpıcı tespitleri var yazarın. Oldukça dürüst ve net bir şekilde parmak basmış bazı noktalara. Herkesin kendine göre değerlendirebileceği, kendi tecrübelerine göre anlamlandırabileceği cümlelerle yazılmış bu güzel eseri, klasik kitap okumayı seven tüm okurlar muhakkak okumalı diyor, keyifli okumalar diliyorum . Kitaplarla kalın. (alıntı) “Ahlakın temelinde toplum korkusu, dinin temelinde Tanrı korkusu yatıyor ve bizi bu iki korku yönlendiriyor.” “Dünyadaki büyük günahlarım beyinde meydana geldiği söylenmiştir. Evet, beyinde. Bu yüzden dünyadaki büyük günahlar da yalnızca beyinde işlenir.”
Dorian Gray'in Portresi
Dorian Gray'in PortresiOscar Wilde · Everest Yayınları · 201872,7bin okunma
·
49 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.