Gönderi

Filistin meselesi ve sonrasında yaşanan Arap-Israil çatışması da bölgede ABD müdahalesinin artmasına imkân sağladı. 1945 sonrasında İngiltere’nin Filistin’de denetimi sürdüremeyeceği veya ülkenin Arap çoğunluğuyla Siyonist hareketin önderliğin­ deki Yahudi azınlığın taleplerini uzlaştıracak siyasî bir çözüm bulamayacağı ortaya çıktı. Araplar Filistin’de bağımsız Arap bir devleti; Siyonistler de sınır konulmayan bir Yahudi göçü, toprak alımı ve Filistin’de mümkün en geniş sınırlarda bir Yahudi devleti kurulması için mücadele ettiler. Truman yönetimi Siyonistlerin bazı taleplerini kabul etmesi için Ingiltere'ye baskı yaptı. Bu or­tamda, kuvvetten düşmüş İngiltere, Filistin meselesini yeni kurul­muş Birleşmiş Milletler’e götürdüğünde, ABD -Sovyetler Birliği ile birlikte- Filistin'i iki ayrı devlet şeklinde Araplar ve Yahudiler arasında bölüştüren BM taksim planım kabul etti [Kasım 1947], Bu gelişmenin ardından, 1948 yılında İsrail Devlet'i, Filistinliler ile Yahudiler ve sonrasında da genişleyerek İsrail ile komşu Arap devletleri arasında yaşanan savaşm ardından Filistin toprakları­ nın çoğunluğu üzerinde kuruldu. Bu savaştan sonra, Arap devlet­ leri, İsrail savaş sırasında evlerinden kaçan veya sürgün edilen yüz binlerce Filistinli mültecinin dönmesini kabul etmediği sürece, İs­rail ile barış müzakerelerine başlamayı reddettiler. İsrail bu talep­ leri kabul etmedi ve Arap-İsrail çatışması, Ortadoğu'da temel bir gerilim kaynağı olmayı sürdürdü. Bu durum, Birleşik Devletler'i, İsrail'e verdiği destek ile -ABD'ye dost olmakla birlikte, şiddet kul­lanarak Arap topraklarına gayrimeşru bir şekilde yerleşen İsrail’i sömürgeci-yerleşimci olarak kabul eden- Arap devletleriyle yakın ilişkileri arasında bir denge kurmak zorunda bıraktı.
·
68 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.