Deliliğe kalan son adımlar, parçalara ayrılmış uzuvlar, kan gölüne dönmüş savaş alanı ve kızıl kahkaha... Savaştan nefret ediyorum bu yüzden bu kitabı okumayı ertelemiştim.Aptalmışım. Savaş ortamını, kan kokusunu çok fazla derinlerinizde hissediyorsunuz.Okurken beni en çok yoran şey de buydu zaten.Diğer incelemeleri okuduğumda çoğu kişinin yazım dilini pek sevmediğini gördüm ama bence çok güzeldi.Beğenmeme sebeplerinin yazarın beyninde geçen ne varsa bir düzen olmadan anlatması ve kitap notlardan oluştuğu için bazı kısımların eksik olmasından kaynaklandığını düşünüyorum. Kitap iki kısımdan oluşuyor.İlk bölümde subayın yaşadıklarını okurken ikinci bölümde savaşa katılmamasına rağmen ölümü ve acıyı fazlasıyla hisseden kardeşinin akıl sağlını yitirişine tanık oluyoruz. Savaşa katılan ve katılmayan insanların psikolojilerini anlamanızı sağlayacak bir kitap. Biz savaştan bahsederken hep kim kazanmış kim kaybetmiş, kim ezmiş kim ezilmiş bunlardan bahsederiz ama savaşın bıraktığı etkiden bahsedenimiz azdır.Hatta savaşa katılmayanların psikolojik durumundan bir haberizdir.Kitap bu noktada subayın kardeşini de konuya katarak bu açıdan bir farkındalık oluşturuyor. Bu sizi derinden etkileyecek kısa ama sarsıcı ve çarpıcı kitabın subayın bacağını kaybedişine sevinmesinden sonra savaşın pek konuşulmayan psikolojik tarafını en iyi anlattığını düşündüğüm birkaç alıntıyla bitirmek istiyorum incelememi: "Nereye gittiklerini bilmiyorlar, güneşin neden var olduğunu bilmiyorlar, hiçbir şey bilmiyorlar.Omuzlarının üstünde baş değil, acayip ve korkunç küreler var." "sana gerçeği söyleyeceğim: çıldırmaktan çok korkuyorum." "Kan içmeyi denediniz mi hiç? Biraz yapışkan, biraz sıcak ama onun da böyle şen şakrak ve kızıldır kahkahası!.."

Kızıl KahkahaLeonid Andreyev · İş Bankası Kültür Yayınları · 20195,3bin okunma

·

33 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.