Merhaba Kenan Hulusi Koray'ın kaleme aldığı tek roman olması sebebiyle bu kitap hep aklımdaydı. 1938 yılında tefrika edilmiş ve yazarın vefatından seneler sonra kitap haline getirilmiş. Bulgaristan'a Karnabat kasabasında yaşayan Osmaoflar ailesinin hem kasaba içinde hem de kendi içlerinde yaşadığı çözülmeyi anlatıyor. Başkanlar üzerinde yaşayan bu aile aslında Osmanlının bir yansıması... 200 yıl boyunca bu kasabada yaşayan büyük Osmanof'un 3 oğlu var: Ahmet, Yusuf ve Halil. Her bir kardeş birbirinden çok farklı. Yusuf at yetiştiriciliği ile uğraşan büyük abi, ilk eşini kaybettikten sonra Zehra Osmanof ile evleniyor. Yusuf ortanca, roman boyunca ruhsal betimlemeler ile karşımıza çıkıyor. İçine kapanık ve silik bir karakter ayrıca simya ile uğraşıyor. Severek ayrıldığı karısı Yuvanna... Yusuf'um bu uçta hayatı yaşamasına sebep oluyor. Halil ise en küçük ruha sahip. Bütün Karnabat'ın korkulu rüyası. Petro Grigorof ise bu aileye sızmış bir Bulgar Komitacı. Bulgarlar bu aileyi Karnabat topraklarından silmek için türlü komplolara başvuruyorlar. Roman kahramanlarının bu olaylara verdiği tepkisizlik, iletişimsizlik, kendilerine güvenerek gösterdikleri tedbirsizlik aslında Osmanlı'nın bir temsili olarak bize gösteriliyor. Ben kitabı okurken genel olarak zevk aldım fakat heyecan unsuru biraz zayıftı. Özelliklere sonralara doğru büyük bir şeyler, akışı değiştiren olaylar olmasını bekledim. Bunun karşılığında roman karakterlerinin ruh analizleri çok güzeldi. Yeni insanlar tanıma hisiini verdi yazar bana. Bu dönemde çıkıp da böyle güzel psikolojik tahliller yapmak ne güzel, bu noktada eserden ve okuma serüvenimden zevk aldım. Romanın sonu ise bıçak gibi kesildi. Dediğim gibi olaydan ziyade verilmek istenen mesaja ve ruh analizlerine odaklanınca eser daha dikkat çekici bir hale geliyor.

OsmanoflarKenan Hulusi Koray · Kapra Yayıncılık · 202145 okunma

·

64 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Romanesk