Gönderi
‘’Kitabımız Muhsine Hanım'ın yazarımız Hüseyin Rahmi Gürpinar'a eski zamanlarda yaşamış olduğu travmatik olayı anlatmasıyla başlıyor.
Muhsine Hanım, zamanında anne ve babasını kaybetmiş ve tanıdıkları tarafından tanımadığı bir adamla evlendirilmiştir. Evlendirildiği sıra sürekli şiddet görmüştür. Uzun süreler şiddete mazur kaldığı zamandan sonra eşi vefat etmiştir(Takdir-i kader!). Aradan zaman geçince Muhsine Hanım'ın -sözde- yakın arkadaşı olan Ayşe Hanım, hizmetçilik yapabileceği zengin bir yer olduğunu ve eğer o yerde katı kuralların dışına çıkmazsa zengin olacağını söyler. Muhsine Hanım bi' süre düşündükten sonra teklifi kabul eder. Bir süre sonra Ayşe Hanım ile birlikte hizmetçilik yapacağı yere gidiyorlar ve arabacının söyledikleri Muhsine’yi tedirgin etmeye başlar. O yere vardıkları zaman Kalfa ve Ruşen ile tanışıyorlar. Tanıştıkları bir müddet sonra Ayşe Hanım çoktan gitmiş ve Muhsine'yi aslında cinli, perili bir eve hizmetçi olarak kabul ettirmiştir. Kısaca, arkadaşı tarafından sırtından bıçaklanan Muhsine ve içinde bulunduğu lânetli ortamda yaşadıklarını okuyoruz.’’
Okurken sayfaları rüzgâr edasıyla çevirdiğim günü çok iyi hatırlıyorum. Perili, cinli konulu olan kitaplar/filmler/diziler her zaman dikkatimi çekmiştir. Çünkü, bir filmin veya kitabın içerişindeki ruhani olaylar beni tesir içerişinde bırakmaktan ziyade heyecanlandırıyor ve bu tarz konulara olan sevgimi artırıyor. Gulyabani, kitaplığımda bulunan ruhani türe sahip olan tek kitap olduğundan bende yerinin ayrı olacağını söyleyebirim, hâlâ da öyle çünkü bu türde üstüne farklı bir kitap okumadım. Kitabın içerişindeki olaylar, bölümlerin birbiriyle bağlantılı olması çok ama çok hoşuma gitmişti. Her bölümü okuduğunuz zaman merakınız katbekat artıyor ve kitabı elinizden bırakamıyorsunuz.
Tavsiyemdir.
·
47 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.