Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

·
Puan vermedi
Ümeyyeoğulları, haramı helal saymadan, hiçbir din bağını çözmeden işi bırakmamışlar. Zulümlerine uğramayan bir ev, çadır, ova, yurt kalmamış. ''Allah'ım, onları sapıklıklarından kurtar, hidâyete ulaştır; böylece de bilmeyen, hakkı tanısın, sapıklıkta direnen, ondan vazgeçip ayrılsın.'' Hz. Ali, bir hutbelerinde buyurdukları sırada, dinleyenler arasındaki hâricîlerin(!), hüküm ancak Allah'ındır demelerini duyunca, Doğru bir söz; fakat onunla batıl amaçlanmakta, oysa ki insanlara iyi ya da kötü mutlaka bir irade gerektir, o irade sayesinde insanlar işler başarır, faydalar bulurlar; zayıfın hakkı, kuvvetliden onunla alınır da iyi kişi, huzura erer kötüden zarar görmez, buyurur ve, Tanrı'nın, planladığı zamanı bu özgür iradeyle yürütmesi örneğine de yer verdiği bir cevapla karşılık verir. ''Allah'ım, hekimler bile bu dertlilerin dermanından usandı; bu derin kuyudan su çekenler bıktı, dermandan kaldı.'' Hz Ali'nin, Hz. Muhammed'e olan özlemlerini dile getirdiği, Kutlu Ana, Hz. Fatıma'nın hicretini anlatan; tarihi hutbeler bölümünde geçen Muaviye ordusunun (yezitlerin), şehirleri ele geçirmelerini ve savaşlardan sonra Kufe şehrinde geçirdiği zor zamanları, üstelik etrafındaki topluluğun ilk önce başa geçmesi için razı edip sonra da ondan yüz çevirmeye çalışmalarını okuduğumda tarif edemeyeceğim bir burukluk (diyelim.. çünkü tarihin evrilmesiyle ortaya çıkan Emeviler gerçeğinin günümüzde de hala devam ettiğini bilmek beni nefret içerikli söylemlere itiyor) oluştu içimde, bir gün tekrardan aynı yerleri okuma cesareti bulur muyum bilmiyorum. ''Elimde kufe kaldı ancak; onu sıkıyorum avcumda onu gevşetiyorum. Ey Kufe, yalnız sen kaldın, sen. Senden de fırtınalar esmekte, kasırgalar kopmakta.'' Ama yine de, geleneğimizdeki Ehlibeyt sevgisi ve onların mücadeleleriyle dolu anıları nasıl olsa deyişler, öğretiler ve türküler yoluyla hiç batmayan bir güneşin yerinde duran varlığı altında, yalnızca söneceği günle sonlanacak bu Sürekte, bizimle yaşamaya devam edecekler. ****** Sen, Şah-i Merdan. Müminler unuttu, Farzı sünneti. Değmiyor dişlere, Terceman eti. Namazın niyazın, Hani kıymeti. Bağlandın mı bize, Yol Şah-i Merdan. Yüzün' görmek nasib Oldu güzeller'. Akar gözümün yaşı Sen, Şah-i Merdan Nenni ha nenni Akar gözümün yaşı... Çıktık musuldan Döndü kervanımız Ali Ali Hüseyin'e doğru. Döndü Kervanımız Kubbe göründü Değersiz gönlümüz Şad oldu güldü. İnşallah yolumuz Hüseyin'e döndü Döndü kervanımız Hüseyin'e doğru.
Nehcül Belaga
Nehcül BelagaAbdülbaki Gölpınarlı · Der Yayınları · 1990102 okunma
·
77 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.