Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

205 syf.
·
Puan vermedi
·
41 günde okudu
BÜTÜN OLMAYAN ŞEYLERİ PAYLAŞMAK
Çoğu zaman yoğunluğun içinde hayatın size olmadığınız biri gibi davrandığı hissine kapılırsınız. Bu hisse çok fazla alışırsanız onu suçlamaya başlarsınız. Karşılığını alamadığınız her şeye küsmek ve ilginizi kesmeye varana değin. Ama o sizi tam tersi bir duruma ikna etmeye çalışır; Aynadaki yüz bile bu ifadeyi taşır. İnsanlardan size bu yansır. Davranışlardan, sözlerden, bakışlardan size doğru akan şey şunu söyler; olmadığın biri gibisin. Onlarla kendin arasında bir seçim yapma hakkın yoktur. Hayatla ölüm arasında da bir seçim yapamazsın. Yaşarsan ölürsün derler ve seni daha ölmeden unuturlar. Bu bir savaştır ve hep sen kaybedersin. Olmadığın biri gibi yaşayıp olmadığın biri gibi ölürsün hem de. Ve öldüğünde hepsinden kurtulursun. İnsanlardan, hayattan, kendinden, giyinmekten, ders almaktan, yürümekten, düşünmekten, evi toplamaktan, çamaşır asmaktan, yemek yapmaktan ve listeyi sıkacak derecede uzatacak yapmak zorunda olduğun bir sürü şeyden. Bir anlığına gözünü kapadığında, görme eyleminin bile tek başına seni yormaya yetecek kadar yıpratıcı olduğunu fark edersin bazen. Hayat yaptığın şeyleri düşündüğünde seni yorar. Düşünmediğinde eylem seni oyalar. Bazıları yorulmayı seçer bazıları oyalanmayı. Aslında tam olarak seçim sayılmaz bu. İçinde bulursun kendini. Düşünce ve eylemin sınırları seni belli bir bölgede tutar. Burada başlar işte sorgu: Ben mi olmadığım bir gibi davranıyorum yoksa hayat mı bana olmadığım biri gibi davranıyor? Peki ya diğerleri? Kim onlar? Sen de onlardan birisin, kabul et. İçindeki boşluğun olduğu yere geçmeyen insanlardan biri. Kendi boşluğuna onları çekmeye çalıştığın için onlardan birisin işte! Yüreğindeki hayvanı sustur! Yüreklerindeki hayvanı susturmaya mecbur kalan acılı insanların savaş ve sonrasındaki dikta rejimi karşısındaki hayatta kalma mücadelesini sizi de çaresizliğe sürükleyerek anlatan bir kitap. Kent ve kırsal arasında boğulan kaçışlar, arayışlar ve gri bir baskı. Savaş yıllarını sayfalardan okuyarak ve filmlerden izleyerek büyüyenlerin savaşı yaşamış olanları anlaması olanaksız bence. Birkaç sayfa sıkıntı, zorluk, ölüm… Üç kelimeye sığdığı zaman zamana sığmış gibi. içimize sinmiş gibi. Doğrulanmış yanlışlardan biridir savaş. Meşru ve kabul edilmiş bir suç gibi. İnsanlığın devası olmayan hastalığı. Normal insan ilişkilerinin siyasi rejimlerin karanlığında adeta büzüştüğü, bireylerin yalnızlıkları içinde birer çıkış yolu aradıkları bir yoksunluk ortamını betimleyen bu romanın toplumsal travmayı yansıtan özgün bir dili ve anlatım tekniği var. Bir ağacın altında saatlerce oturmuş ve uzun bir bekleyişin ardından oradan uzaklaşmışsın gibi sessizlik yüklü bir kitap. Sayfalar boyu insanlar tutunamadıkları dünyadan kaçmak için intihar ediyorlardı. Çok sevdiğiniz biri intihar etti mi hiç? Öldüğü yerde donup kalmak nedir, yaşadınız mı bu duyguyu? Giden kurtulmuştur kalan yakalanmıştır. İçimi sıktı bu kitap. Dalıp giderek okudum. Kitaptaki bütün karakterler hep bir ağızdan bağırıyordu: Hayat bana olmadığım biri gibi davranma! Nefes alamıyorum…! Savaş kimin suçu?
Yürekteki Hayvan
Yürekteki Hayvan
Yürekteki Hayvan
Yürekteki HayvanHerta Müller · Siren Yayınları · 2022152 okunma
·
1 artı 1'leme
·
137 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.