Gönderi

Salzburg’un meşhur delilerinden biri olan Simi kendini Hz. İsa sanırdı. Şehrin tam merkezine yüksek bir yere konuşlanır ve kendince halka seslenirdi. Bazen hitabetinin ihtişamı çevredeki kafelerin bahçesinde oturan insanları rahatsız eder ve kafe sahipleri polise şikâyette bulunurdu. Polis Simi’yi alır götürür ancak Simi ertesi gün yine sokak sokak dolaşarak kendince insanlara ayar vermeye çalışırdı. Uzun saçları ve sakalları birbirine karışmış, orta boylu ve 50 yaşlarında olan bu adam çok gürültülü bir şekilde konuştuktan sonra ironik bir şekilde sırıtırdı. Daha sonra yürüyerek ve sağına soluna küfürle karışık öğütler saçarak yol alırdı. Onunla kimse konuşmaya cesaret edemezdi. Saldırabileceğini falan düşünerek ondan korkarlardı. Bir gün, her seferinde evinin yolunu unuttuğu için kaybolan arkadaşım Benjamin ile yine evinin yolunu ararken karşılaştım. Kaldığım yurda doğru gidiyordum, onunla aynı yurtta kalıyorduk. Benjamin’i bilinçsizce sokak kaldırımlarının taşlarını sayarken görünce koluna girip, ona yurda kadar eşlik edebileceğimi söyledim. Defalarca bu sahneyi yaşamış biri olarak kabul etti. Tam kaldığımız yurda doğru giderken Simi ile karşılaştık. Simi yine küfürle karışık öğütlerini pervasızca savuruyordu. Benjamin ile tanıştıklarını bilmiyordum. Simi, Benjamin’i görünce ona sarıldı. Şaşkınlık içinde olanları izliyordum. O herkesin ürktüğü, kendini Hz. İsa sanan adam birden normalleşmişti sanki. Benjamin de sonunda şeyhini bulmuş bir mürit gibi ona sarıldı. Ben kenara çekildim ve şaşkınlıkla olanları izledim. Simi ona “Kötü bir insan henüz iyi bir insan ile karşılaşmadığı için kötüdür ya da iyi bir insanla karşılaşmayı reddettiği için! Sen iyi bir insansın çünkü sen benim gibi iyi bir insanla defalarca karşılaştın! Yolunu sık sık kaybeden birinin benimle karşılaşması kadar normal bir şey olamaz! Yolunu sonunda bulacaksın Benjamin! Endişelenme! Göze göz, dişe diş olmaz! Kötülere karşı direnme! Biri senin sağ yanağına vurursa, ona öbürünü de çevir! Biri senin gömleğini almak isterse, ona üst giysini de ver! Kim sana bir kilometrelik yolu zorla yürütmek isterse, onunla iki kilometre yürü! Kim senden bir şey isterse onu geri çevirme!” dedi. Anlaşılan Simi, İncil’den ezberlediği parçaları Benjamin’e okuyordu. Benjamin çok etkilenmişti. Sonra Simi her zamanki gibi ciddi konuşmalarının sonunda ortaya çıkan ironik gülümsemesiyle, “Aslında Benjamin bizim derdimiz aşk...” dedi. Kafası ve yolu karışık olan Benjamin’in bakışları da karışmıştı ki Simi ona o dehşetengiz hitabetiyle bir şiir okudu: “Bana hiç âşık oldun mu? diye soruyorlar. Âşık olsaydım, Maşukumun adını Maria Magdalena koyardım. Lâkin ben İsa olamazdım Ayaklarına sevdiğimin kırmızı şarap serpemezdim. Varsayalım oldum. Aşkımızın adını hardal tohumu koydum. Bu tohum iyi bir toprağa mı düşecekti? Yoksa taşlı, çıyanlı, dikenli bir toprağa mı? Varsayalım iyi bir toprağa düştü. Tohumların en küçüğü hardal büyüdü, serpildi, yetişti. Telli duvaklı bir ağaç oldu, dallarına kuşlar kondu. Bu kuşlar çocuklarımız mıydı? Varsayalım çocuklarımızdı. En üst dala konan kuşa hâlimizi fısıldadığı için Hiroşima, onun yanındaki dala konan kuşa hâlimizi anlattığı için Ruanda, kırık dalın üstündekine de hâlimizi katletsin diye Srebrenitsa adını koyardım. Bu aşk Bu hardal tohumu Bu kuşlar Bu dünya Bu acı Bu katliam Hepsi birer varsayımdı. Maria Magdalena hiç kimsenin kadınıydı.” Simi bu şiiri okurken, etrafımızdaki insan kalabalığı olan biteni anlamaya çalışıyordu. Ben iyice kenara çekilmiş Benjamin ile Simi’nin vecdini izliyordum. Sanki Hz. İsa ile bir havarisi karşılaşmıştı. Benjamin huşu içinde Simi’yi dinliyor, Simi Benjamin’in huşusunu fark ettikçe hitabetine teatral hareketlerle ihtişam katıyordu. Kime yol göstereceğimi, ne edeceğimi bilemedim. Simi’nin Hiroşima, Ruanda ve Srebrenitsa vurguları ilginçti. “Âşık olduğumda Hz. İsa olamazdım” demesi de ilginçti. Neden Benjamin’e böyle öğütlerde bulunduğunu ve bu şiiri okuduğunu çok sonra anlayacaktım. Çok sonra “Sönmüş Ateşin Gülü”nün közleri üstünde Benjamin’in kaderi dans edecekti. Ben o zaman anlayacaktım.
·
7 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.