Gönderi

https://linktr.ee/synergykendiyas
🟢İNCİ TANESİ: 📌ARŞI AŞAMAYAN GÜNAHLAR 1 Ey kullar bilir misiniz, yaptığınız her şey Allah'u Tealaya ulaşır ama tecelli etmez Günahların da bir vücudu vardır. Günahlar öyle yükselir ki bir yere gelince Rabbine gitmeye utanır. Öyle ya günahın da bir vücudu, eli kolu, dili vardır 2- Öyle ya, onlar da size şahitlik edecektir. "Beni konuştu, bunu yaptı" diyecektir. Her yapılan günahın da vücudu ayrı ayrıdır. Arş-ı alâya yaklaşınca günahlar; kalır, gitmez. Her şeyin yaratıcısına, Rabbimize gitmeye utanır günahlarımız Kalır, bekler, bekler, bekler birikir. 3- Hani toplumlar vardır günahları işler. Hani onların içlerinde de dua edenler vardır. İşte onların duası, işte onların imanı veya kendini toparlamış, günah işlemiş ama aynı anda da iman etmiş, tövbe etmiş, pişmanlığını dile getirmiş olanların imanları Arş-ı alâyı delermiş. 4- Arş-ı alâyı delip geçen bir tek imanmış. Geri kalan hepsi arşı alanın altında katmanlar oluştururmuş. Ancak iman utanmaz, sıkılmaz. Hatta imanın sahibi olana gitmek için acele eder, öyle acele edermiş ki Arş-ı alâyı da delermiş. 5- Peki günahlar ne olurmuş? Günahlar Arş-ı alânın altında, semada bir katta birikirmiş. Zaman sonra geldikleri yerlere yağmur gibi; ama bir taş parçası gibi, güneş gibi ama yakıcı bir ateş gibi, bir su damlası gibi ama kar tanesi gibi, ama bir çığ gibi üzerlerine geri yağarmış 6- Depremler, yangınlar, kazalar, belalar, musibetler, türlü türlü hastalıklar şeklinde yeryüzüne geri yağarmış Hani "ikindi vaktinden sonra yatmayın" derler ya; artık günün, 24saatin hesabının görüldüğü andır. Bazı musibetler geri döner, geri yağar, günahı işleyene tesir edermiş 7- Ama biz bunları bilmeyiz. İşte bilmiyoruz ama Rabbimiz de bunu bildirmiş aslında. Bu günahların vücutları varsa, dilleri varsa, birikirlerse isteyerek mi geri dönerler? Öyle bir çetin bir ikileme düşerler ki! Oluştular, birleştiler ya, onları da yaratan Rablerine gidecekler 8- Gidecek yüzleri yok. "Günah gider mi hiç Rabbime?" derler. Onu işleyen, yapanlara geri gelirler. "İşte biz senin günahınız, geldik geldik" derler. İşte o günahın bedeli olarak vücutlarımıza, etrafımıza, rızkımıza, hücrelerimize, her şeyimizin üzerine bir yağmur gibi inerler 9- Yağmur da bolluk berekettir de, günahların bolluk bereketi nedir? Düşünsenize kaza ve musibetlerin, belaların, hastalıkların yağmur gibi yağdığını? Yağmurla bir birleştirin. 10- Bu kadar kötülükler, sıkıntılar, bu kadar zulümleriniz, kibirleriniz, gıybetleriniz, dedikodularınız Allah'u Teâlâ'ya gitmeye utanırken siz ne yapıyorsunuz? İtaat etmek varken karşı gelmek için niye gayret ediyorsunuz? 11- Günahlarımız bile Rabbimize gitmez, dönüp bize gelir. Biz hala bunu üretmek, çoğaltmakla meşgulken; "artık yeter, biz Rabbimize gidemiyoruz, gidecek yüzümüz yok, daha fazla çoğaltma" der, engel olmak isterler Eğer duyabilseydiniz, onları görebilseydiniz, onlardan utanırdınız 12- Bir de imanı görseydiniz; güzel kokulu, hoş yüzlü, nur yüzlü. İşte o iman da çıktığı an öyle coşkulu gider ki, arş-ı alâyı öyle deler ki! İmanı da yaratan Allah'u Teâlâ'nın huzuruna gider ve sizin imanınıza şahitlik eder. 13- İşte tam da burası: Ya günahınız arş-ı alâyı delip hemen yaradanımıza gitmiş olsaydı? O anda tecelli edip, anında belanızı bulmanız gerekirdi. Anında yolda yürürken bir anda hani kor ateşte yanan gibi anında kızarmanız, kül olmanız gerekirdi. İşte buna arşı alâ müsaade etmez 14- Zaten günahlar da gitmek istemez. Günahımızı geri çeviren arş-ı alâ mıdır? Yoksa günahımızı kabul etmeyen Rabbimiz midir? İşte budur insanların başına gelen sıkıntılar, musibetler. Bir yağmur gibi, ateş parçaları üzerimize yağar da biz yine bunlardan ders almayız. 15- Ya birde bunlar kalbimize yağdıysa, kalbimizin etrafını kapladıysa, kalbi mühürlenenlerden olduysak? Bilir misiniz ki mühür nedir? İnkarlarınızdır. Yaradanı inkar, emirlerini inkar, onlardır kalbi kitleyen, kaplayan. Yine de onun içinde iman vardır.
·
67 views
Okur1anne okurunun profil resmi
16- Siz onu yok saysanız da, inkara devam etseniz de, işte o iman orada hapsolur kalır. Dilinize yüzünüze etki etmez. Kalbi kararan, Rabbini inkar eden imansızlardan olursunuz da o iman içeride yine de bekler ve kavuşur geldiği yere ama onun derdi giderken sizi de götürmektir. 17- Peki öldünüz, kabre girdiniz. İşte o arş-ı alâya geçmeyen, geçmek istemeyen günahlarınız toprağın içine girdi. Kabrinize geldi. Kabirde de ateşe döndü. Yaşarken de ateşe döndü, kabirde de döndü. Hani ölüm vardı? Kusura bakmayın ölüm yok ! 18- Ölüm olsaydı ilk önce biz giderdik önde. "Bizler sizi uyarmakla görevliyiz. Bizler görevimizi tamamladık. Oradan ayrıldık, buraya geldik ama ölümün olmadığını burada da bildik. Rabbimin iznidir. Bereketidir. Kulunun kuluna vesilesidir. Anlayana, anlamak isteyene. 19- Günahlar çok arttı, söyleyenleri de susturmak istese de iman yok mudur? O iman işte o günahları yakar. Arş-ı alâyı geçmeyen, geçmek istemeyen günahları bir bir eritir. Zahmetten rahmete çevirir. Yok eğer yaşarken olmadı ya, size göre öldüğünüzde yani kabirde yine devam eder. 20- Kabirde de eğer bitmediyse cehenneme gider, orada sizi bekler. Cehenneme azabını, sıkıntısını dünyada kazanır, kabirde tanışır, cehennemde de tadar yer onu. Yok eğer imanını tazelerse, imanı için hareket ederse dünyada da beslenir, kabirde de sevinir, cennette de sebeplenir. 21- Siz karar verdiniz, kararınızın karşılığını bedelini aldınız, alacaksınız. Neyi istiyorsanız, neyi bulmak isterseniz, neyi görmek isterseniz, neyi yemek isterseniz, neyi seçerseniz onu nasiplenirsiniz. İster günahı, ister sevabı Hamza Seyid Kendiyas Hz (ruhuna el Fatiha)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.