Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Gerçek şu ki, Kilise'nin nefret ettiğim yanı, toplumun nefret ettiğim yanıydı. Yani otoriter kişiler. İktidar manyakları. Katı dogmacılar. O her şeyi yönetmek isteyen, açgözlü, sevgi ve cinsellik açısından zayıf salaklar. Bizler yaşamakla meşgulken -tat almakla, denemekle, kucaklaşmakla, öpüşmekle, hata yapmakla, büyümekle meşgulken- onlar dizginleri ele geçirmekle meşgul. Acı dokunaçları kısa zamanda her şeyi sarıyor: Hükümetlerimizi, ekonomilerimizi, okullarımızı, yayınlarımızı, sanatımızı ve dini kurumlarımızı. İktidar hırsıyla yanıp tutuşan, kanunların ve diğer sağlıksız soyutlamaların müptelası olan ve yönetmek, önderlik etmek, sansürlemek, emretmek, ödüllendirmek, cezalandırmak arzusu taşıyan insanlar. Bu insanlar, kertenkele bokları gibi, sevmeyi bilmeyen, ölümden ve dolayısıyla yaşamdan ödleri kopan insanlar. Kaotik olan, kanun tanımayan, serbest hareket eden ve değişen her şeyden korkuyorlar. Böylelikle, Amanda'nın da dediği gibi, doğadan korkuyorlar, hayatın kendisinden korkuyorlar, hayatı reddediyorlar ve böyle yaptıkları için de Tanrı'yı reddediyorlar. Onlar devlet başkanı, vali, belediye başkanı, general, polis ve yönetim kurulu başkanı. Kurnaz kardinaller, şişman piskoposlar ve mastürbasyon yapan, yaşlı, gıcık monsenyörler. Gezegeni sarmış en korkak ve en korkutucu memeliler; sevgisiz, anal saplantılı, iktidar manyağı otoriter insanlar. Akıllı, güzel ve özgür olan her şeyi mahvediyorlar. En büyük ironik sapkınlık ise barışı simgeleyen İsa ve sevgiyi simgeleyen Tanrı adına mahvetmeleri. Otorite, ruhun, doğumla ölüm arasında maruz kaldığı en zarar verici travma. Doğru değil mi Amanda? Kimse otoriteyi sevmez. Otoriter insanlar, otoriteyi seviyor olmalı diye itiraz edebilirsin ama sevmiyorlar işte, kendilerine otoriteyi dayatmış olanlardan intikam almak için başvuruyorlar ona. Taptaze, dünyaya yeni gelmiş bir insanın bilinçaltı, "Yapma yoksa Baba'dan dayak yersin," emrini duyar duymaz kızgınlıkla intikam planları yapmaya başlar. İntikam duygusu, genellikle yanlış yere yönelir ve eskiden beri süregelen o acıklı otorite -isyan döngüsünü devam ettirir; zaman zaman suç ya da delilik olarak addedilen faaliyetlere yol açar. Bu duygu beni yıkıcı davranmaya sürüklüyordu, bunu görebiliyordum. Anarşinin adını kötüye çıkaran şey, benimki benzeri tepkiler.
·
60 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.