hayatınızda mutlaka yeniden okumanız ve her seferinde bambaşka şeyler tecrübe etmeniz gereken kitaplar vardır, çalıkuşu da o kitaplardan. daldan dala atlayan, önce öksüz sonra da yetim büyüyen, yaramaz mı yaramaz bir çalıkuşuyken kırık kalbi yüzünden memleketin en ücra köşelerinde çile çekerek büyüyen feridenin hikayesi bu kitap. zaten artık bilmeyen yoktur diye tahmin ediyorum ama okuduktan sonra artık hak ettiği değeri görmediğini düşünüyorum. buna rağmen kitaba müthiş önyargılıydım. boşuna şişirilmiş, pick me bir kız olarak düşündüğüm ferideyi biraz da popüler kültürün yanlış yönlendirmesi yüzünden okumak istemiyordum. zaten türk edebiyatına maalesef biraz mesafeliyim. ama öyle düşünmemek gerekiyormuş. kalbi bir gecede hem de düğününden önce paramparça edilerek ellerine bırakılan feride, o devrin kadınlarından beklenmeyen bir cesaretle evi terk ediyor ve kendi ayakları üstünde durmaya karar veriyor. az paraya bile tamah ederek belki de yaşayanların dışında adını duyanın olmadığı ücra yerlerde istanbullu bir muallime olarak çalışmaya başlıyor. çok sevdiği öğrencileri, evlatlık bir kızı hatta ağlaya ağlaya bıraktığı bir keçisi bile oluyor. bunca zaman geçmesine rağmen feride sarı kedilerden bile hala hoşlanmıyor. hiç istemediği ortamlarda bulunmak zorunda kalıyor yeri geliyor açlıktan bile bayılıyor ama feride kafasına koyduğu şeyden asla vazgeçmiyor. kızını kaybediyor, bir çift söze inanıp öğretmenlikten vazgeçiyor evde mürebbiyelik yapıyor, ama allahın ya kahhar adıyla lanetlemesini istediğim kamran'dan yine kurtulamıyor. resimleriyle bile bir şekilde ferideyle yolları kesişiyor. karşısına çıkan belki de en büyük şansı doktorcuğu ve babası gibi gördüğü adamdır. halkın dedikodusunu kapatmak için onunla evlenir, feridenin çektiği acıyı yazdığı günlükteb öğrenir ve son nefesini vermeden önce kamran'a vermesi için bir mektupla ferideyi istanbula geri yollar ve maalesef (bana göre) feride yeniden kamran'la ve onun çocuğuyla beraber olur. kamran asla ama asla ferideyi hak etmedi. sarı çiyan gününü gün edip, ferideyi unutabilip bir de çocuk yapacak kadar durumundan memnunken ferideciğim neler çekti ne yollardan geçti. ince ince dantel gibi işlenmiş muhteşem bir kitaptı çalıkuşu. benim gibi önyargılı olanların mutlaka bir şans vermesi gerekiyor.

ÇalıkuşuReşat Nuri Güntekin · İnkılâp Kitabevi · 2019102,7bin okunma

·

67 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

özlem ️