"Sineklerin Tanrısı" romanı bir alegoridir, yani sembolik olarak çeşitli fikirleri adaya, karakterlere ve adadaki fenomenlere yerleştirir. Ve bu romanı anlamak için karakterlerini ve aralarındaki ilişkileri dikkatlice incelemelisiniz. -Adanın kendisinden başlayalım. Bu romanda ada, yeryüzündeki cennetin sembolüdür. Bir uçağın düşmesi sonucu bu adaya gelen insanlar onu cehenneme çeviriyor. Bu insanlar, nükleer savaşın olduğu topraklarda yaşayan 5 ila 14 yaşları arasında bir grup erkek çocuktur. Tesadüfen düştükleri bu adada savaşın filizlendiği küçük bir dünya modeli yaratırlar. -Ralph karakteri demokratik rejimin liderini simgeliyor. Başkaları onu lider olarak seçiyor. Akıllıca yönetiyor ve herkesin fikrini ifade etmesine izin vermeye çalışıyor. -Jack, Ralph'ın antagonistidir. O da liderin eğilimlerine sahip ama diktatör gibi liderlik ediyor. Digerlerinin fikirlerini çok önemsemiyor, rakiplerini küçük düşürmeye ve onlardan kurtulmaya çalışıyor. Adadaki Hitler'in veya Stalin'in imajı olarak kabul edilebilir. - Domuzcuk entelektüeli sembolize ediyor. O, adadaki en zeki ve en vizyoner çocuktur. Alışılmadık görünümü ve vurgusu nedeniyle kimse onu önemsemiyor ve hatta onu, özellikle de Jack'in alay konusu yapıyor. Ama sonunda Ralph, liderin doğru imajı olarak Domuzcuğun görüşlerini dinler. Çoğu diktatör entelektüelleri sevmez ve bunun en çarpıcı örneğini SSCB'deki "Kızıl Terör" olarak verebilirim.(Sovyet ideolojisini benimsemeyen tüm şahısların yok edildiği bu soykırıma “kızıl terör”, “kızıl kırgın” gibi isimler verilir.) -Simon İsa'yı simgeliyor. Epilepsisi olduğu ve yalnızlığı sevmesi nedeniyle herkes onu deli olarak görüyor. Ama olanların bütünsel bir resmini görüyor ve gerçekten herkes için endişeleniyor. Peygamber İsa gibi o da insanların gözlerini açmak istediğinde kurban olur. Bu karakter aynı zamanda saf iyiliği de sembolize ediyor. Onun tam tersi Roger karakteridir. Karakterlerin geri kalanı içlerinde hem iyilik hem de kötülük içerir. Bazıları için, örneğin, Ralph'ta olduğu gibi, kötülüğü iyi bir başlangıç kazanır, Jack'te ise tam tersi olur. -Karakterlerin geri kalanı siyaset biliminde "kitle" kavramını sembolize ediyor. Bireysel olarak büyük bir rol oynamazlar, ancak toplamda korkunç bir güç haline gelebilirler. Ve romandan da anlaşılacağı gibi, toplumdaki korku ve eğitim eksikliği diktatörlerin ve zorbaların iktidara gelmesine yol açıyor. Ve bu diktatörler kitlelere korku ve cehaletle liderlik ediyorlar. Diktatörler, sürekli bir dış düşman imajı yaratırlar ve böylece toplumun bilincine de sahiptirler.( George Orwell'in 1984 romanında olduğu gibi mesela) -Kitabın adı olan "Sineklerin Tanrısı", insanların içindeki kötülüğü sembolize eder. Bu ad, Jack'in karanlık güçleri yatıştırmak ve kabilesini korumak amacıyla domuzun başını bir put gibi toprağa çakmasıyla ilişkilendirilir. İngilizlerin Beelzebub dedikleri şeytanın Kutsal Kitap'taki İbranice adı, Sineklerin Tanrısı anlamına gelen Ba-al-z-bub olduğu için de Golding kitabına bu adı vermiştir

Sineklerin TanrısıWilliam Golding · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202081,2bin okunma

·

59 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Amir Amirov