Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

❝ İlim Rahattan Fedakarlık İster..
Üzücüdür ki bugün öğrenciler arasında zihni tembellik yaygınlaşmıştır. Rahatı ve eğlenceyi, ciddiyet ve istikrarlı çalışmaya tercih etmektedirler. Rahat içinde yaşamak, lüzumsuz işlerle uğraşmak onlar için yaşamın gayelerinden biri olmuştur. Onların hedefleri nefsin arzularını temin etmektir. Derse ve ilim tahsiline vakitleri kalmamıştır. Halleri adeta 329/941 yılında doğup, 395/1005 yılında vefat eden filolog İmam Ahmed ibn Faris er-R.azl'nin (Al- lah kendisine rahmet etsin) bahsettiği kimselere benze- mektedir: Yazın sıcağı, güzün serinliği, Kışın da soğuğu seni üzüyor. İlkbaharın o güzelim dönemi, Bu sefer de seni engelliyor. Peki bana söyler misin şimdi: Senin ilme arzun ne zamandır ? 128 ¹²⁸ ("Başarılı olma yolunda senin ilk büyük düşmanın tembelliktir. Burada sana tembelliği tarif edecek değilim. Onu sen, ben, hepimiz az çok tanırız. Çünkü öteden beri denilegeldiği gibi 'İnsan tembel bir hayvandır. ' Yalnız sana şunu söyleyeceğim ki, tembellik insan karşısına çıkıp da mertçe savaşan bir düşman değildir. Aksine, eski peri hikayelerindeki kahramanlar gibi, şekilden şekle girerek ve bin bir hile kullanarak yenmeye çalışan bir alçaktır. Tehlikesinin büyüklüğü de buradan gelınektedir. Tembelliğin; yerine, adamına ve çağına göre ginnediği kalıp yoktur. Herkesin mizacına göre tavır alır ve konuşur. Dilinıizde aldığı çeşitli isimler de onun bu sinsiliğini gösterir. Tembelliğin adı uçarılıktır. Bir adı gevşeklik, bir adı hoppalık ve züppelik, bir adı uyuşukluk, üşengeçlik, keyfine düşkünlük, bencilliktir. Tembellik herkesin karşısına her zaman aynı kılıkta çıkınaz. O mesleksiz aktör gibi daima rol değiştirir. Bazen en geçerli bir mazeret kılığına girer; hasta olur, yorgun düşer ve herkesi haline acındırır. Bazen iş yapar görünür; aslında hiçbir şey yapmaz. Bazen tatlı bir dille konuşur ve gönül çeler. Onun kandırıcı bir felsefesi ve boş sözlerden örülmüş bir edebiyatı vardır. Tembelliğin kitabından sana bazı parçalar okuyayım da dinle: 'Adam sen de ... Çalışanlar ne olmuş sanki ' 'Üzme kendini şu ölümlü dünyada, çalışmak yıpranmaktır. ' 'Hayat dediğin bir şanstır. ' 'Şansın varsa, her şeyin var demektir. Şansın yoksa kendini parçalasan da bir şey olamazsın.' 'Zaten suyu getiren de testiyi kıran da bir. Sen testiyi kır, suyu başkaları getirsin de afiyetle iç.' 'Hem bir işin olacağı varsa sırt üstü yatsan da olur, olacağı yoksa, yırtınsan da olmaz.' 'Hele dursun bakalım, şimdi şöyle yaslan da yarın sabah yaparsın.' 'Hem sana çalışmak yaramıyor, iştahın kaçıyor, neşen sönüyor.' 'Huy bu ya, ben bütün sene kitabı, defteri koltuğumda gezmekten; hele kütüphane köşelerinde pineklemekten hoşlanmıyorum.' 'Sınavlara şöyle yirmi gün bir ay kala kafayı vurur, dersleri hazırlar ve sınavları mis gibi geçerim.' 'Nedense benim yalnız sınav öncesi zihnime bir açıklık geliyor; sene içinde sanki uykudaydım.' 'Hem ne gerek var, başarılı olanın ve olmayanın gideceği yer mezarlık değil mi?' 'Dünyaya insan bir defa gelir; hayatın tadına varmaya bak.' Tembelliğin kitabında daha neler ve ne saçma sapan sözler var. Bildiğin şeylerle başını ağrıtmayayım. Yalnız şunu söyleyeyim ki, eğer tembelsen ve tembelliğin organik bir hastalıktan ileri gelmiyor da ruhsal bir gevşeklik, uyuşukluk, üşengeçlik, hoppalık ve uçarılık şeklinde ise, iradeni kullanarak başarının bu düşmanını yenebilirsin. Eğer fiziksel bir hastalığın varsa bunun ilacını doktorlar bilir.") [Ali Fuad Başgil , Gençlerle Başbaşa , s. 19-21.]
Sayfa 96 - Otto YayınlarıKitabı okudu
·
119 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.