Gönderi

Bergson, dünyanın içeriğini tahayyülünde ortadan kaldırarak buna yaklaşmayı denemiştir, sonuçta kendi bilinciyle baş başa kalmıştır. Rundle da Hayal gücüne dayalı benzer bir yol izlemiş, o da hedefine ulaşamamış, sonunda boş bir uzamsal kaba ulaşmıştır. Her ikisi de mutlak hiçliğin düşünülemez olduğu sonucuna varmıştır. Çıkarma argümanı farklı bir yol izler, hiçliğe bir dizi mantıksal hamleyle ulaşmaya çalışır. Ama çıkarma argümanının ardında yatan, akla yatkınmış gibi gelen sezgi (eğer bazı nesneler varsa, daha az sayıda nesne olabilir), bir dizi temel fiziksel ilkeye takılır: Korunum kanunlarına. Bu kanunlar bir şekilde askıya alınsa bile, dünyadaki varoluşsal nüfus sayımının birer birer sürekli azaltılabileceği, sonunda sıfıra ulaşılacağı hiçbir şekilde kesin değildir. Belki de bir şeyin tahayyülde ya da gerçeklikte yokluğu her zaman bir diğerinin varlığını gerektirmektedir.
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.