Gönderi

126 syf.
·
Puan vermedi
·
30 saatte okudu
Kadın bir hüzündür bana göre çoğu zaman. Şiire yakın bir tebessüm, ağlamaya müheyyâ bir keder. Havva'nın dudaklarında beliren ilk kelime gibi varlığımıza yanıt sunan bir keder anlatmaya çalıştığım. Bir gözyaşı gibi kararsız titreyen bakışlarda. Ne anlatıyorum ki... Kitaba dair yazmam gerekiyor... Tasavvuf ve kadın deyince aklıma hücum eden ilk cümlelerdi bunlar. Kitapta yazılı olanlara gelmek istemedim bir türlü o yüzden. Süleyman Uludağ'ın farklı zamanlarda tasavvufun kadına bakış açısına dair kaleme aldığı makalelerin biraraya getirilmiş haliydi kitap. Neler okudum ben? Kadının erkeklere imam olabileceğini mesela. Bunun İbn Arabî'ye ait bir görüş olduğunu... İbn Arabî'nin kadınlardan şeyh ve mürşid olabileceğine dair düşüncelerini... Kadın neden sadece ma'şuk gibi görünüyordu ki bizlere!? Neden aşık olunasıydı kadın!? Dücane Hoca uzun uzun cevap veriyordu bu soruya. Kadınların ne kadar derinleşen varlıklar olduğunu nasıl da unutmuştuk... Neler okudum? Mevlânâ Hazretleri'nin Eflakî'de geçen bir menkıbesini. Hz. Mevlânâ'nın eşiyle üst üste yetmiş defa birlikte olduğunu... Nasıl yani? Evet bunları okudum kitapta. Neden? Bilmiyorum... Tasavvufun kadına hangi bakışıydı bu? Avni Konuk Hoca'nın mesnevideki bir beyit üzerine kadın erkek ilişkilerini nasıl derinlemesine işlediğini daha önce yazmıştım. Neden sayı? Neden yetmiş? Neden bunlar şahit olunmuş gibi yazılmış? Kadın kederdir. Hz. Rabia'yı okudum kitapta. Kederini gördüm, gözlerim doldu. Hiçbir zaman onun gibi olamayacağımı hissettim. Olmaktan kastım hissetmektir yine. Rabia'nın özlem olarak nitelendiği şeyi bu paslı sine ile nasıl hissedebilirdim? Kitap... Nasıl geçtin böyle içimden... Ben Rabia'nın hallerine takıldım kaldım en çok... Gıpta mıydı hissettiklerim? Keder... Hüzün... Kadına ne çok yakışıyor...
Sufi Gözüyle Kadın
Sufi Gözüyle KadınSüleyman Uludağ · İnsan Yayınları · 199843 okunma
·
1 artı 1'leme
·
159 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.