Gönderi

520 syf.
·
Not rated
"Hayatımın en mutlu anıymış, bilmiyordum" Kitabın giriş cümlesi, hikâyenin sizi direk içine çeken sıcaklığı, kelimelerin usta bir müziğin notaları gibi akıp gitmesi.. böylece dan diye kendimi kişilerin ve olayların arasında gezinirken buldum. O dönemki sosyete hayatının insanların gözünde nasıl yaşandığının gerçekçi bir şekilde dışavurumunu okumak, ticari hayatta zenginleşen sınıfın sosyal hayattaki zevklerini, dedikodularını dinlemek, Türkiye siyasetinin 1970-80 lerde sosyal hayatta ve insanların zihinlerinde nasıl yaşandığını görmek açısından kitabı okumak aşırı keyifliydi. Hikâyenin ana kahramanına ve yaşananlara gelirsek aynı keyifli okuma eksik kaldı. Çünkü Kemal'in Füsün'a, Füsun'un da Kemal'e beslediği aşkın olgun olmadığını görüyoruz. Evet belki saf ama olgun değil hatta buradaki saflık da kalbin temiz olması anlamında değil biraz salakça. Hatta bence o koca sahnede söylendiği gibi "Aşk neydi, aşk emekti" cümlesine en yakışır ve en olgun aşkı Sibel gösteriyor. Çünkü Kemal'in durumunu anlıyor, bir kadın için çok zor olan bir durumu kabulleniyor ve yardım ediyor. En önemlisi de Kemal'i affetmeye o kadar açık ve şefkatli ki kitapta en aşk içeren aşk buydu. Fakat Sibel'in kitabın sonunda bir şekilde alçaltılması hiç hoş değildi. Kemal'in 9 yıl boyunca Füsün'ların evinde geçirdiği vakitler ve sabrını nasıl görmeliyiz diye düşününce içimden bir nebze hürmet etmek geliyor bu aşka ama sonra bakıyorum yok bu aşktan çok tatmin evet tatmin. Belki 9 yıl boyunca aralarında bir cinsel münasebet olmuyor fakat Kemal bunun arzusu ve isteğiyle divane olduğunu her fırsatta dile getiriyor. Yazar da hem Kemal'in hem okuyucunun içini rahat ettirip son bir cinsel birliktelik yaşatıyor ki herkes derin bir nefes alsın ya da erkekler ya da Kemal ya da yazar.. Füsun'un aşkı da başlangıçta daha saf geliyor fakat bu saflığın kurbanı oluyor. Madem senin için bekaret bu kadar önemli o zaman doğru zamanda doğru yerde akıllıca davransaydın be 'güzelim'. Ya da olan oldu diyelim niye nişandan hemen sonra damdan düşer gibi evleniyorsun? En azından aşkının yasını tutsaydın bir süre. Bu arada araya kaynak yapıp bekaretle ilgili birkaç görüş belirteceğim. Evet efendim bekâret hem erkekler hem de kadınlar için oldukça önemlidir çünkü 'sınırlar' önemlidir. Çünkü özgürlük, doğru sınırları çekmektir. Doğru sınırlar da kişisel ahlâk anlayışım ya da tek başına vicdanım değil Allah'ın yaşamımı düzenleyen kurallarıdır. Çok şükür :) Kitabın giriş cümlesindeki 'hayatımın en mutlu anıymış' dediği an da yine bir cinsel birliktelik anı. Evet cinsellik önemli fakat hayatın anlamı değil ya da hayatının anlamını cinsellikle bütünleştirecek kadar uzun boylu değil. Kitabın sonunda "Herkes bilsin çok mutlu bir hayat yaşadım" cümlesini duyunca 'Kemalciğim, o müzeyi iyi ki kurdun ama daha anlamlı bir hayat yaşayabilirdin yine de sen bilirsin' diyesim geldi.
Masumiyet Müzesi
Masumiyet MüzesiOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 202241.7k okunma
·
1 plus 1
·
73 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.