Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

İnzivaya itikâfa
Hazreti peygamber sallallahu aleyhi vesellemin peygamberlikten önce yaşadığı bu uzlet dönemi üzerinde önemle durulmalıdır. Nefsin terbiye edilmesi ve manevi tekâmül açısından Rasulullah sallallahu aleyhi vesellemin yaşadığı bu dönemle ilgili pekçok değerlendirme yapılabilir. Bilindiği gibi tasavvuf da bu dönemi kendine referans olarak almıştır. Ancak gözden kaçırılmaması gereken en önemli ölçülerden biri de bu uzlet döneminin bir ömür boyu toplum dışında,çilehanelerde yaşamaya vardırılmamalıdır. O (sallallahu aleyhi vesellem)'nun Hira Dağı'ndaki mağaraya çekilip tefekkür etmesi,insanlığın halini düşünmesi,dünyaya kapılmamayı salık vermesi,nefis tezkiyesi için İHSAN'ı tarif etmesi ve Hazreti Aişe'nin çokça ibadet edişi karşısında "geçmiş ve gelecek günahların bağışlanmış değil mi? " sözüne karşın "Allah'a şükredici kul olmayayım mı?" Sorusuyla cevap vermesi,onun hayatında ruhi hayata ve nefis tezkiyesine verilen ehemmiyetin bir göstergesi olarak kabul edilmiştir. Hayat tarzı olarak başlayan bu hal ilmi daha sonraki dönemlerde sistemleşmiş "Tasavvuf" adını almıştır. Bütün tasavvufi hareketler toplumdaki olumsuzluklara karşı çözüm olarak bir içe dönüş hareketidir. [Süleyman Ateş] hicri ikinci yüzyılda ekol haline dönen tasavvuf, manevi eğitimi bir disiplin içinde gerçekleştirmek için tarikatlarla müesseslerini kurmuştur. 'İnsanın manevi ve gönül eğitimini esas alarak,ruhi kabiliyetlerini geliştirmeyi hedefleyen tarikatlar ve tekkeler insanı kamil yetiştirmekle "Allah'ı seven,Allah tarafından da sevilen" bir toplumu hazırlamışlardır. Öyle ki sadece manevi terbiye ile gönül dünyasının hastalıklarına değil,bedeni rahatsızlıklarına da deva olmaya çalısmışlardır. Telkin usulüyle tedavi bazı tekkeleri şifahaneye çevirmiştir. Mesela miskinler tekkesi cüzzamlıların karantina merkezlerinden başka bir şey değildir. Yine bu müesseslerin ilim,spor,güvenlik,han ve kervansaray gibi toplum için gerekli olan birlik ve beraberliği sağlayan kurumlarda önemli hizmetleri olmuştur. İmam-ı Rabbani'nin temsil ettiği tasavvuf anlayışı kitap ve sünnetle uyumlu, insanları uzlet ve atalete değil, sosyal,ıslahat ve cihada teşvik etme şeklinde olmuştur.
51 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.