Gönderi

830 syf.
·
Not rated
·
Read in 3 days
İtiraf Ediyorum (2011), Jaume Cambre tarafından kaleme alınmış anlatım tekniği gereği okuru yoran ancak bir kere tadına vardığınızda elinizden bırakamayacağınız bir eser. Bu zorlu eserin Türkçe’ye çevirisi ise 2015 yılında Suna Kılıç tarafından başarıyla yapılmıştır. Öyle ki romanı okurken çevirmenin metindeki rolünün önemini daha iyi anlıyorsunuz. Eser, temelde Adria Ardevol adında bir dil bilimcinin sevdiği kadına kendini ve geçmişini aktardığı bir metin üzerinden ilerler. Ancak başta da bahsettiğim üzere yazarın anlatım tarzı oldukça farklı ve zorludur. Adria’nın geçmişi okura sunuş şekli, sanki paramparça olmuş bir aynaya bakıyormuşsunuz izlenimi verir. Parça parçadır her şey. Cümle içerisinde özneler değişebilir ya da cümleler arası bir anda günümüze gelebilirsiniz. Bazı kısımlarda parçalar kayıptır, geçmiş eksik kalmıştır. Dolayısıyla net bir gerçeğe ulaşmak mümkün değildir. Bu, bana biraz da Virginia Woolf’un ve Marcel Proust’un kalemini anımsattı. Ayrıca yazarın, yetişkin ve çocukluk dönemlerini aktarırken üslubundaki ince farklılıklar da dili kullanmadaki başarısını öne çıkarmıştır. Metinle ilgili tek önemli nokta anlatımı ile sınırlı kalmaz. Görünürde basit bir konusu olsa da roman aslında bir dizi iç içe geçmiş, geçmişten günümüze hikayeler bütünüdür. Adria, ilk olarak sevgisiz bir dünyaya geldiğini aktarır bizlere. Her zaman mesafeli olan bir baba ve ilgisiz bir anne figürüne tanık oluruz. Ancak her şeyin merkezinde belki de okuru çokça şaşırtan mistik bir nesne vardır: Bir Keman. 18.yy’da Storioni’nin yapmış olduğu keman, yasak elma misali hikayede kötülüğün sembolü haline gelmiştir. Eser boyunca Cambre, Avrupa tarihinin dehlizlerinde gezinirken bu enstrümanı adeta zamanı ve mekanı aşan bir araç olarak kullanır. Öyle ki kemanın bu denli travmatik bir nesne olacağını görmek okuru şaşırtıyor. Orta Çağ’da acımasızca tacize uğrayan bir kadından bir din adamını cebine geçen bir tohumdan filizlenen bir ağaç olması. Akabinde o ağacın yolculuğunun Storioni’nin kemanı olarak bunca şiddete şahit olması ve Adria’nın babasına geçmesi… Cambre tüm bu hikayeyi öyle ince ince işliyor ki sanki geçmişe dokunacakmışsınız gibi hissediyorsunuz. Uzun zamandır bitirmek istemediğim ve bana bu denli okuma zevki veren bir eser okumamıştım. Bu yıl okuduğum kitaplar arasında Cambre’nin bu eserini baş köşeye koydum şimdiden. Yazarın Türkçe’ye çevrilen Ateşin Tükettikleri adlı eserini de en kısa sürede temin edip okumayı planlıyorum.
İtiraf Ediyorum
İtiraf EdiyorumJaume Cabre · Alef Yayınevi · 2015181 okunma
·
260 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.